bozukluk

Turkish-English Translation

  1. change
  2. break
  3. trouble
  4. Information Technology failure
  5. fault
  6. defeat
  7. disturbance
  8. vice
  9. mar
  10. Noun impairment
  11. decay
  12. defect
  13. Noun deformity
  14. malady
  15. Noun malfunction
  16. blemish
  17. fouling
  18. rottenness
  19. tie-up
  20. divisional coin
  21. fractional coin
  22. token coin
  23. craze
  24. brokenness
  25. break-down
  26. crack
  27. defectiveness
  28. small change
  29. marring
  30. adulterateness
  31. crackedness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ağız bozukluğu
vituperation
ağız bozukluğu
scurrility
ahlak bozukluğu
depravity Noun
ahlak bozukluğu
vice
ahlak bozukluğu
depravation of morals
ahlak bozukluğu
immorality Noun
ahlak bozukluğu
slough
akıl bozukluğu
mental aberration
akıl bozukluğu
mental disorder
akıl bozukluğu
mental derangement
akut stres bozukluğu
acute stress disorder Noun, Psychology
anksiyete bozukluğu
anxiety disorder Noun, Psychology
beslenme bozukluğu
malnutrition Noun
beslenme bozukluğu
nutrition disorder
biçim bozukluğu
deformity Noun
bilişsel işlev bozukluğu
cognitive dysfunction Noun
böbrek fonksiyonu bozukluğu
renal dysfunction Noun, Medicine
cinsel fonksiyon bozukluğu
sexual dysfunction Noun, Psychology
cinsel işlev bozukluğu
sexual dysfunction Noun, Psychology
coşku bozukluğu
emotional insanity
davranış bozukluğu
behavioral disorder Noun, Psychology
duygudurum bozukluğu
mood disorder Noun, Psychiatry
duygulanım bozukluğu
mood disorder Noun, Psychiatry
ereksiyon bozukluğu
erectile dysfunction Noun, Medicine
fonksiyon bozukluğu
lesion
geçici akıl muvazenesi bozukluğu
temporary mental derangement
gelişim bozukluğu
developmental disorder Noun, Medicine
gıda bozukluğu
deficiency of food
görüş bozukluğu
defect of eyesight
işlev bozukluğu
malfunction Noun
izolasyon bozukluğu
defect in insulation
kalıtım bozukluğu
congenital defect
kalp ritim bozukluğu
heart arrhythmia Noun, Diseases
kalp ritmi bozukluğu
heart arrhythmia Noun, Diseases
kan bozukluğu
deficiency of blood
kan dolaşımı bozukluğu
disturbance of circulation
kan dolaşımı bozukluğu
disturbance of blood circulation
karakter bozukluğu
defect in character
kaydedilmiş sesleri çalan cihazlarda ses bozukluğu
wow
kaygı bozukluğu
anxiety disorder Noun, Psychology
kişilik bozukluğu
personality disorder Noun, Psychology
konuşma bozukluğu
impediment of speech
konuşma bozukluğu
speech defect
kronik alkolizme dayanan ruh bozukluğu
settled insanity
makina bozukluğu
defect in machinery
makine bilgisi makine bozukluğu
engine trouble
makine bilgisi makine bozukluğu
practical mechanics engine breakdown
makine bozukluğu
defect in machinery
mide bozukluğu
stomach upset
mide bozukluğu
upset stomach
okuma yitimi ile sonuçlanan beyin bozukluğu
alexia
otizm spektrumu bozukluğu
autism-spectrum disorder Noun, Psychology
panik bozukluğu
panic disorder Noun, Psychology
ritim bozukluğu
arrhythmia Medicine
ruhsal denge bozukluğu
psychosis
sertleşme bozukluğu
erectile dysfunction Noun, Sexuality
sınır kişilik bozukluğu
borderline personality disorder Noun, Psychoanalysis
telaffuz bozukluğu
faulty articulation
travma sonrası stres bozukluğu
post-traumatic stress disorder (PTSD) Noun, Medicine
umutsuzluktan ileri gelen akıl bozukluğu
desperation
uyku bozukluğu
sleep disorder Noun, Medicine
yaygın anksiyete bozukluğu
generalized anxiety disorder Noun, Psychology
yaygın gelişim bozukluğu
pervasive developmental disorder Noun, Medicine
yeme bozukluğu
eating disorder Noun, Psychology
yönelim bozukluğu
disorientation Noun, Psychology
zihin ya da davranış bozukluğu
psychopathology
ağzı bozukluk
profanity Noun
anayoldaki bozukluk
defect in highway
bedensel bozukluk
physical deficiency
belirli bir mesleğin yol açtığı bedensel bozukluk
(Fr.) deformation professionnelle
bilişsel bozukluk
cognitive disorder Noun, Medicine
bipolar bozukluk
bipolar disorder Noun, Psychology
bir hastalık veya operasyondan sonra kalan bozukluk
sequela Medicine
bir sistemin içinde sürekli tekrarlanan bozukluk
bug
cinsel bozukluk
sexual disorder Noun, Psychology
davranışsal bozukluk
behavioral disorder Noun, Psychology
düzeltilebilir bozukluk
curable defect
gelişimsel bozukluk
developmental disorder Noun, Medicine
görünürdeki bozukluk
apparent defect
kalıtımsal bozukluk
congenital deformity
majör depresif bozukluk
major depressive disorder Noun, Psychology
majör depresif bozukluk
clinical depression Noun, Psychiatry
majör depresif bozukluk
major depression Noun, Psychiatry
majör depresif bozukluk
major depressive disorder Noun, Psychiatry
manik-depresif bozukluk
manic-depressive disorder Noun, Psychology
panik bozukluk
panic disorder Noun, Psychology
radyo yayını akışında bozukluk
disturbance of broadcast reception
ruhsal bozukluk
mental disorder Noun, Psychology
şizofrenik bozukluk
schizophrenic disorder Noun, Psychology
yapısal bozukluk
structural defect Noun
yaygın gelişimsel bozukluk
pervasive developmental disorder Noun, Medicine
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bozuk olma durumu, ârıza
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.