breaking

  1. Noun kır(ıl)ma.
    breaking point: kırılma noktası.
  2. Noun, Grammar sesi ikileme, bir sesli harfi iki sesli harfe ayırma.
şifre çözme
sözleşmeyi bozmak Verb
sözleşmeyi bozma
sözleşmeyi bozma
(Br) (hırsızlık için) meskene girme
yemini bozma
hapisten kaçma
hafta tatilini bozma
mağaza soygunu
birinin evine izinsiz girme
nisabın sağlanması
itiraz üzerine bir vasiyetnamenin iptali
fren etkisi
frenleme etkisi
fren gücü
konuta saldırı, meskene tecavüz.
paket vb şeyleri açarak içindekilerini alması
yük indirme
parça satışı
müstevdiin
sandık
özellikle de taşıyıcının kendisine teslim edilen kutu
toptancının malı toptan satın alarak yerel perakendecilere küçük miktarlarda dağıtması
fren mesafesi
bir evin kapı veya pencerelerinin içeriye girmek kastı ile sökülmesi ya da zorla açılması
çökme
fren etkisi
fren gücü
frenleme etkisi
frenleme gücü
frenleme etkisi
fren etkisi
kopma anındaki uzama Noun
fren gücü
frenleme etkisi
fren etkisi
hapishaneden kaçış
rodaj
alışma
ünsiyet peydah etme
başlangıç güçlükleri Noun
bağlantı kesme Information Technology
kırılacak
sıcak gelişme Noun
bir sözleşmeyi bozma
mühür fekki
kanun ihlali
asayiş ihlali
ses duvarını aşma
kopma
müzakerelere ara verme
kırılma noktası Noun
fren gücü
frenleme etkisi
fren etkisi
mühürleri koparma
toplantıyı dağıtma
işe ara verme
kanunen mesken masuniyetini ihlal suçu sayılan fiiller (tehdit , hile vb suretle girme gibi
Fedakârlık yapmadan amaca ulaşılamaz.
temel atma töreni yapmak Verb
rekor kıran satışlar Noun
malı boşaltmadan satmak Verb
…i sonuna kadar zorlamak Verb
evlilikleri bozuluyor
sabır brııni tüketmek Verb
Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Noun, Cinema