coming

English-Turkish Translation

  1. geliş, gelme, varış, zuhur, yaklaşma.
    His coming here was a mistake. With the coming of winter days get shorter.
  2. yaklaşan, gelecek (olan).
    the coming year: gelecek yıl.
    The coming attractions at our theater.
  3. istikbal vadeden.
    a coming young man.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Didn't see that coming.
Bunu hiç beklemiyordum. Exclamation, Idioms
Didn't see that coming.
Çok şaşırdım. Exclamation, Idioms
Didn't see that coming.
Aklımın ucundan geçmedi. Exclamation, Idioms
homecoming
eve dönüş Noun
homecoming
köye dönüş Noun
homecoming law
köye dönüş yasası Noun, Law
(one) who is coming
gelen
going and coming
gidiş geliş
have it coming
hak etmek.
have something coming
birşeyin başına gelmesini hak etmek Verb
have something coming
birşey müstahak olmak Verb
have something coming
birşeyi hak etmek Verb
morning's coming
sabah olma
reckon on sb's coming
birinin geleceğini hesaba katmak Verb
second Coming
Hz. İsanın kıyamette dirilişi.
see something coming
tahmin etmek Verb
see something coming
sezmek Verb
see something coming
anlamak Verb
see something coming
öngörmek Verb
there is little prospect of his coming
gelme olasılığı pek yok
up and coming
açıkgöz
up and coming
faal
up and coming
(US) çalışkan
up and coming
çevik
up and coming
ümit verisi
up and coming
girgin
coming apart
kopma
coming fashion
yeni moda
coming generation
gelecek nesil
coming generation
gelecek kuşak
coming in of goods
malların varışı
coming into a fortune
mirasyedilik
coming into an inheritance
mirasa konma
coming into being
oluşma Noun
coming into effect
yürürlüğe girme
coming into existence
neşet
coming into existence
husul
coming into force
yürürlüğe girme
coming of age
rüştüne varış
coming of age
reşit olma
coming of age
rüştüne kavuşma
coming of voting age
oy kullanma yaşına gelme
coming out
sosyeteye takdim ediliş
coming out of a book
kitabın yayımlanışı
Coming soon.
Çok yakında.
coming to life
canlanma
coming to understand sth
tefehhüm
coming together of firms
firmaların birleşmesi
at (on) his coming of age
rüştüne kavuştuğunda
be coming along
gelişme kaydetmek Verb
be coming along
ilerlemek Verb
be coming along
ilerleme kaydetmek Verb
be coming up
yakın olmak Verb
be coming up
yaklaşmak Verb
be coming up
zamanı gelmek Verb
be coming up to something
birşeye yaklaşmak Verb
get what is coming to one
müstahak olmak Verb
get what's coming to one
(US) kazanılan maaşı almak Verb
give way to traffic coming from the right
sağdan gelen trafiğe yol vermek Verb
happening coming to pass
vuku
have something coming to one
lâyık olmak, hakketmek.
home- coming weekend
(US) yatılıların hafta sonu tatili
in the coming century
önümüzdeki yüzyılda Adverb
in the coming days
önümüzdeki günlerde Adverb
in the coming decade
önümüzdeki on yıl içinde Adverb
in the coming months
önümüzdeki aylarda Adverb
in the coming years
önümüzdeki yıllarda Adverb
It keeps coming back to my mind.
Kafama takıldı. Sentence
not know whether you are coming or going
karışık duygular içinde olmak Verb
not know whether you are coming or going
ne yaptığını bilmez halde olmak Verb
not know whether you are coming or going
kafası karışmış olmak Verb
the coming …
bundan sonraki … Noun
the coming in of the tide
met Maritime Traffic
useless coming and going
gelgit
without coming to a conclusion
bir sonuca varmadan
English-Turkish phrases from Zargan's own database