consumption

  1. Noun, Advertising tüketim
  2. Noun tüketme, tüketim, istihlâk, sarf (etme), harcama.
    consumption of cotton increased even after it rose in price.
  3. Noun tüketilen/istihlâk edilen/harcanan miktar.
    There is too great a consumption of alcohol in France.
  4. Noun, Pathology (a) verem, (b) bünyeyi kemiren/yıpratan hastalık, (c) hastalıktan bünyenin yıpranması.
fiili malzeme kullanımı
yıllık tüketim
tüketim eşyası Noun
tüketim maddeleri Noun
tüketim malları Noun
şimdiki tüketim oranı üzerinden
otonom tüketim
ortalama tüketim
dökme mal tüketimi
sermaye tüketimi
bir firmanın yatırımının üretim sürecinde kısmen ya da tamamen kullanılması
kömür tüketimi
emtia tüketimi
gösteriş için tüketim
gösterişli tüketim
gösterişçi tüketim
malların kendi kullanımlarından çok
dikkati çekmek için yapılan gereksiz harcama
başkalarına onların kullanıldıklarını (örneğin , spor arabalar gibi statü göstergeleri) göstermek ve
böylelikle tatmin olmak amacını güden tüketim biç
azami tüketimle baş etmeye çalışmak Verb
tüketimi sınırlama
tüketimde kısıntı
günlük tüketim
tüketimde azalma
tüketimde azalma
azalan tüketim
tüketim yönetimi
memleket içi tüketim
ülke içi tüketim
yurtiçi tüketim
iç tüketim
tüketimde düşüş
yakıt tüketiminde tasarruf
elektrik tüketimi
elektrik tüketimi
enerji tüketimi Noun
günlük tüketim
aşırı tüketim
tüketim fazlası
tüketimin artması
nihai tüketim
verimsiz tüketim
(Br) alkoliklerin içkiyi satın aldıkları yerin dışında tüketmeleri için
yakıt tüketimi
yakıt sarfiyatı Noun, Transport
akaryakıt tüketimi
benzin sarfiyatı
yüksek tüketime ulaşmak Verb
çabuk ilerleyen verem
benzin sarfiyatı Noun, Transport
benzin tüketimi Noun, Transport
gaz tüketimi
(US) benzin sarfiyatı
benzin harcama
benzin sarfiyatı
genel tüketim
altın tüketimi
devlet tüketimi
tüketim alışkanlığı
yerli tüketim
ev içindeki tüketim
tüketimi artırmak Verb
tüketim artışı
artan tüketim
tüketimi artırmaya teşvik
sınai tüketim
sanayi tüketimi
iç tüketim
tüketim kredisi
yerel tüketim
düşük tüketim
düşük benzin tüketimi
düşük benzin sarfiyatı
lüks tüketim
tüketim konjonktürünü yüksek tutmak Verb
tüketim doygunluk derecesi
yığınların tüketimi
malzeme tüketimi
normal tüketim
yağ sarfiyatı
yerinde tüketim Noun, Food-Kitchen
toplam tüketim
kendi tüketimi
tüketim tarzı
barış zamanı tüketimi
barış zamanı tüketicisi
kişi başına tüketim
kişi başına tüketim
memleket dahilinde kullanılmak üzere gümrük vergisinden muafiyet
kişisel tüketim
benzin tüketimi
benzin sarfiyatı
elektrik tüketimi
güç sarfiyatı
güç tüketim
tüketimi çoğaltmak Verb
iptidai enerji tüketimi
ana tüketim bölgesi
özel tüketim
özel nihai tüketim harcamaları Noun
verimli tüketim
kamu tüketimi
tüketim oranı
tüketimi azaltmak Verb
tüketimi düşürmek Verb
enerji tüketimini azaltmak Verb
tüketimin azalması
tüketimden sakınmak Verb
tüketime konulan sınırlamalar Noun
tüketimin canlanması
mevsim tüketimi
benzin tüketiminde azalma
çelik tüketimi
tüketim üzerinden alınan vergi
enerji tüketimini azaltma
toplam tüketim
nihai tüketim
insan tüketimine uygun değil
verimsiz tüketim
tüketimde artış
su tüketimi
su sarfiyatı
dünya tüketimi
dünya enerji tüketimi
tüketim bölgesi
tüketim kontrolü
tüketim kredisi
tüketim ekonomisi
içten yamalı motor
tüketim fazlası
tüketim harcaması
tüketim harcamaları Noun
tüketim giderleri Noun
tüketim harcamaları Noun
tüketim rakamları Noun
tüketim fonksiyonu
tüketim artması
tüketici malları Noun
tüketim malları Noun
tüketim sanayii Noun
seri halinde tüketim
tüketilen madde
tüketim eğrisi
tüketim kredisi
tüketici kredisi
tüketim piyasası
tüketim tekeli
bir servetin yenilip bitirilmesi
bira tüketimi
elektrik tüketimi
malzeme tüketimi
tüketim alışkanlıkları Noun
tüketim tercihleri Noun
tüketim tahmini
tüketim oranı
tüketim toplumu
tüketim standardı
tüketim vergisi
tüketim eğrisi
tüketim birimi
tüketim değeri
ihtiyaç karşılama belgesi
sermaye kullanım karşılığı
brüt milli hâsıla ile milli gelir arasındaki fark
sermaye mallarının aşınma
eskime ve tahrip olma gibi nedenlerden elden çıkmasına karşı ayrılan amortisman karşılıkları Noun
amortisman karşılıkları Noun
zaruri tüketim maddeleri Noun
yerli tüketim değeri
kişisel tüketimi kısmak Verb
tüketim kredisi vermek Verb
idare lambası Noun
yansız tüketim etkisi
kişisel tüketim harcamaları (mallar ve hizmetler için tüketiciler tarafından yapılan harcamalar Noun
kişisel tüketim harcamaları Noun
özel tüketim harcamaları Noun, Economics
fiyat tüketim eğrisi
özel tüketim vergisi
içki tüketimini sınırlamak Verb
bir şeyin tüketimini kısıtlamak Verb
özel tüketim vergisi (ÖTV) Noun, Taxation-Customs
Özel Tüketim Vergisi Kanunu Proper Name, Law