daginik

Turkish-English Phrases

(askerlik) dağınık düzen
open order
(askerlik) dağınık düzen
in loose order
(askerlik) dağınık nizam
in open order
(saçlar) dağınık
unkempt
çok dağınık bir hayat sürmek
to live in a hugger mugger fashion Verb
dağınık
straggly
dağınık
messy
dağınık
thin on the ground
dağınık
sparse
dağınık
dispersed
dağınık
desultory
dağınık
loose
dağınık
rambling
dağınık
untidy
dağınık
amorphous Adjective
dağınık
woolly
dağınık
vagrant
dağınık
scattered
dağınık
abroad
dağınık
promiscuous
dağınık
rare
dağınık
sporadic(al)
dağınık
stray
dağınık
broad
dağınık
diffusive
dağınık
dissipated
dağınık
dull
dağınık
overhead
dağınık bir şekilde
sporadically Adverb
dağınık durumda olmak
to straggle Verb
dağınık düşünceler
scattered thoughts Noun
dağınık düşünceler
woolly thoughts Noun
dağınık düzen
(mil) open order
dağınık düzen
dispersed formation Noun, Military
dağınık düzenli evler
straggling houses Noun
dağınık ev
disorderly house
dağınık evler
scattered houses Noun
dağınık evler
straggling houses Noun
dağınık evler
scattered house
dağınık fikirli
scatty
dağınık fikirli kimse
scatterbrain
dağınık kâğıtlar
loose papers Noun
dağınık nizam
dispersed formation
dağınık nüfus
thinly scattered population
dağınık nüfus
sparse population
dağınık nüfuslu bölge
sparsely settled area
dağınık oda
disorderly room
dağınık olmak
to sprawl Verb
dağınık oylar
scattered votes Noun
dağınık saldırı
dispersed attack Noun, Military
dağınık şekil
dispersed formation
dağınık yerleşim
scattered settlement
dağınık yerleşim
dispersed settlement
nokta nokta dağınık durumda
dotted
pis ve dağınık
scruffy
üstünü dağınık bir biçimde kaplamak
to bestrew Verb
üzeri dağınık yazı masası
disorderly desk
Turkish-English phrases from Zargan's own database

dağınık
Bütün durumunda ... beriye dağılmış