dragon

  1. Noun ejderha.
  2. Noun (İncilde) iri bir yılan veya timsah şeklinde tasarlanan canavar.
  3. Noun çok hiddetli/öfkeli/haşin/sert kimse.
  4. Noun genç kıza eşlik eden müsamahasız nezaretçi kadın.
  5. Noun, Botany yılanotu
    (Arisaema Dracontium): yılanyastığıgillerden uzun çiçekli birkaç çeşit bitki.
  6. Noun filinta, kısa piyade tüfeği (16-17'nci yy).
  7. Noun, Military tank taşıyıcı araç.
  8. Noun, Astronomy Ejderha burcu.
  9. Noun büyük yılan.
  10. uçan kertenkele
    (Draco), 28 .
    flying machine
    esk. uçak, tayyare.
yılan yastığı Noun, Botany
Ejder Kalesi Proper Name, Cinema
Ku Klux klanında yüksek rütbeli memur. Noun
yeşil-ejder
(Arisaema dracontium): KD Amerikada yetişen uzun saplı ufak çiçekli bir tür yılan yastığı. Noun
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin Proper Name, Cinema
dev kertenkele
(Varanus komodoensis): Cava'nın doğusundaki Sunda adalarında yaşayan ve uzunluğu
3 m., ağırlığı 136 kg.'ı bulan dünyanın en iri kertenkelesi.
dragon lizard, giant lizard, Komodo lizard ile ayni anlama gelir.
Noun
yılan yastığı Noun, Botany
cadı karı, cadaloz.
Komodo dragon
Pasifik havzasındaki (örneğin Malezya , Tayland , Endonezya) gelişmekte olan piyasalar ve ekonomiler Noun
ejder ağacı
(Dracanea Draco): Kanarya adalarında yetişen ve bir tür kırmızı sakız üreten ağaç. Noun
kırmızı sakız: eskiden hekimlikte, şimdi ise vernik yapmakta kullanılan ve özellikle Malezya hezaren
palmiyesinden elde edilen koyu kırmızı bir cins sakız.
Noun
ejderbaş
(Dracocephalum): nanegillerden beyaz-mavimsi çiçekli ot Noun
ejder başı: ekliptik düzlemin ay veya bir gezegenin yükseliş yörüngesi ile kesiştiği nokta.
ejder kuyruğu: ekliptik düzlemin ay veya bir gezegenin alçalış yörüngesi ile kesiştiği nokta.
düşmanlık. Noun
canavar dişleri: tanksavar beton engeller. Noun, Military
sürüp gitmek Verb
(dava) sürüncemede kalmak Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Aslan pençeli, ... yaratık, ejderhâ