engaged

  1. Adjective (telefon hattı) meşgul.
    Sorry, the line/the number is engaged.
  2. Adjective (koltuk, masa, oda vb.) peylenmiş, ayrılmış, tutulmuş.
    Is this seat engaged?
  3. Adjective sözlü, söz vermiş, nişanlı.
    My daughter is engaged to a nice young doctor. Emel and I have got engaged.
    They're engaged (to be married).
    an engaged couple: nişanlı çift.
  4. Adjective (dişli vb.) kenetlenmiş, (birbirini) kavramış, (birbirne) geçmiş.
  5. Adjective, Architecture yarısı duvarda yarısı meydanda olan (direk).
    engaged column.
  6. Adjective dövüşmekte, muharebeye tutuşmuş.
nişanlanmak.
John and Mary are engaged. John is engaged to Mary.
başını kaşıyacak vakti olmamak Verb
nişanlanma
nişanlanmak Verb
meşgul (telefon) numarası Communication
(telefon) meşgul numara
verimli sermaye
gömme sütun
nişanlı çift
(sigorta) uçuş esnasında
ticaretle uğraşan
meşgul.
I'm engaged in writing this dictionary. He's engaged on a large study of Turkish history.

be engaged: meşgul olmak.
(Br) (telefon) meşgul hat
meşgul hat Communication
... ile iştigal etmek Verb
kârsız bir işe girişmiş olmak Verb
pösteki saymak Verb
savaşa girmiş olmak Verb
işle uğraşmak Verb
ticaret yapmak Verb
ihracatla uğraşmak Verb
ihracatla uğraşmak Verb
çiftçilikle uğraşmak Verb
sıkıcı işlerde çalışmak Verb
takibatta bulunmak Verb
edebiyatla uğraşmak Verb
politikayla uğraşmak Verb
siyasetle uğraşır olmak Verb
araştırma işiyle uğraşmak Verb
sigortacılık yapmak Verb
madencilikle uğraşmak Verb
kendi adına ve hesabına ticaret yapan evli kadın
meşgul işareti