eski

Turkish-English Translation

  1. other
  2. once
  3. Adjective previous
  4. down
  5. ancient
  6. used
  7. past
  8. Adverb formerly
  9. primitive
  10. gray
  11. elder
  12. aged
  13. grey
  14. veteran
  15. old
  16. archaic
  17. pristine
  18. erstwhile
  19. Adjective one-time
  20. age-old
  21. disreputable
  22. run-down
  23. threadbare
  24. rickety
  25. former
  26. mossy
  27. Adjective musty
  28. olden
  29. (Lat.) ab antiquo
  30. hoary
  31. bygone
  32. outworn
  33. early
  34. prelapsarian
  35. ex
  36. quondam
  37. stale
  38. worn out
  39. second hand
  40. ci-devant
  41. whilom
  42. bewiskered
  43. dished
  44. overage
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

eski hale getirme
restitution in kind Noun, Civil Law
Eski Savaşçıların Silahsızlandırılması, Terhisi ve Yeniden Entegrasyonu
Disarmament, Demobilization and Reintegration of Ex-Combatants Proper Name, Law
çok eski
high
çok eski
primeval primaeval
çok eski
immemorial
en eski
primal
eski âdet
standing custom
eski âdet
long custom
eski âdetler
former customs Noun
eski âdetlerine bağlı olmak
to get into a groove Verb
eski ahit
old testament
eski aile
old family
eski alışkanlıklar
old customs Noun
eski alışkanlıklarına dönmek
to return to one's old habit Verb
eski altın
old gold Adjective
eski araba
secondhand car
eski arkadaş
quondam friend
eski arkadaş
old crony
eski asker
old campaigner
eski asker
warhorse
eski asker
old soldier
eski asker
ex service man
eski bağları koparmak
to break with old ties Verb
eski bakan
ex-minister
eski başbakan
former prime minister Noun, Politics-Intl. Relations
eski belediye başkanı
ex-mayor
eski bir âdeti canlandırmak
to resurrect an ancient custom Verb
eski bir dostla karşılaşmak
to run into an old friend Verb
eski bir dostu aramak
to search out an old friend Verb
eski bir görünüm vermek
to distress Verb
eski bir suçlu olmak
to be old in crime Verb
eski bir uygarlığın kalıntıları
vestiges of an earlier civilization Noun
eski borç
old debt
eski borç
old- standing debt
eski borçlar
debts of old standing Noun
eski borçlar
debt of old standing
eski borçlu
debtor in arrears
eski değersiz eşya
junk
eski devir
old regime
eski dünya
the Old World
eski durumuna getirme
roll back
eski durumuna getirme
reinstatement Noun
eski durumuna getirmek
to unmake Verb
eski düzeyine gelmek
to recover the old level Verb
eski eş
ex
eski eser
monument Noun
eski eserler
ancient monuments Noun
eski ev
ancient house
eski evraklar arasında aramak
to rake about among old documents Verb
eski firma
old established firm
eski firma
old firm
eski fiyat
previous price
eski fiyat
previous fas
eski fiyattan hesaplamak
to charge the old price Verb
eski gazete raporu
vintage newspaper account
eski gelenekleri sürdüren adam
fogy
eski giysi
old clothes
eski giysi
old dress
eski göz ağrısı
an old flame
eski gücünü kazanmak
to recover one's strength Verb
eski gül
old rose Adjective
eski haklarını geri vermek
to rehabilitate Verb
eski hamam eski tas
business as usual
eski hastalık
previous illness Insurance
eski hükümlü
convicted previously
eski iplik
old lace Adjective
eski işveren
ex employer
eski kafalı
old hat
eski kafalı
hidebound
eski kafalı kişi
old fogy
eski kâğıt toplama
waste- paper drive
eski karım
my ex-wife
eski kayıt ydılarda aramak
to search records Verb
eski kayıt ydıları incelemek
to examine old records Verb
eski kayıtları araştırmak
to hunt up old records Verb
eski kitap
secondhand book
eski kitapçı
secondhand bookseller
eski kocam
my ex-husband
eski kurt
hard- boiled
eski kurt
old hand
eski lavanta
old lavender Adjective
eski mahkûm
ex convict
eski mahkumiyet
past conviction Noun
eski mahkûmiyet
former conviction
eski malik
former owner
eski maliki
former owner
eski memur
ex official
eski meseleler
past history
eski mevkiinde olmamak
to not to be on one's old lay Verb
eski mevkiini iade etmek
to restore Verb
eski mezarlık
necropolis
eski mobilya
secondhand furniture
eski moda
old-fashioned
eski moda
old school
eski moda
old- school
eski moda
old- fashioned
eski moda adam
old timer
eski modayı sürdüren nitelik
fogyish
eski mülkü geri devretmek
to revert property Verb
eski müşteri
customer of long standing
eski numara
old dodge
eski nüsha
back number
eski öğrenci kız
alumna
eski öğrenciler
former students Noun
eski ortak
past partner
eski otomobil
heap
eski otomobil
antique car
eski otomobil
kemp
eski otomobil
vintage car
eski püskü
shabby
eski püskü
ragged
eski püskü
old and battered
eski püskü
tattered
eski püskü mallar
rummage goods Noun
eski sahibi
previous holder
eski sahibi
previous owner
eski sahibine dönmek
to revest Verb
eski sahibine dönmek
to revest in a former owner Verb
eski sahibine intikal etmek
to revert to a former owner Verb
eski sayı
back issue
eski sayı
back number
eski şehrin imarı
comprehensive development
eski sevgili
old flame
eski şişelerde yeni şarap
new wine in old bottles
eski siyasetçi
warhorse
eski spor otomobil
vintage sports car
eski suçlu
old offender
eski tarih atmak
to backdate Verb
eski tarihli
ab antiquo
eski tarihli gazete
antedated paper
eski tas eski hamam
business as usual
eski taşıt aracı
old crock
eski terbiye
old- school
eski terbiye
old-school
eski ticari marka
previously existing trademark
eski ürün
obsolescent product
eski usul
old style
eski usul davranış davranma
the grand manner
eski üye
ex member
eski vasiyetname
ancient will
eski Yunan tanrıları gibi
olympian
eski zaman
yore
eski zaman dini
old- time religion
eski zamandan kalma
ancient
(dergi) eski sayı
back number
birikmiş eski kâğıtlar
(Fr.) paperasserie
birini eski görevine çağırmak
to recall someone to an office Verb
çok eski âdet
immemorial custom
çok eski âdet
immemorial usage
çok eski kafalı olmak
to be out of date in one's opinions Verb
çok eski zamandan beri
from time immemorial
poliçeye eski tarih koyma
back dating
tam eski soylu kişi
perfect type of the old aristocrat
tam eski soylu tipi
perfect type of the old aristocrat
toplanmış eski otomobil
hot rod
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çok zamandan ... olan, kadim
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.