expose

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb (tehlikeye, hücuma vb.) maruz bırakmak.
    to expose to radiation/rain/sunlight/danger/heat. to expose
    soldiers to gunfire. to expose oneself to bad influence/to danger.
  2. Transitive Verb açıkta bırakmak, açmak, (alenen) göstermek, arzetmek.
    to expose one's shoulders. to expose a card
    in a card game. A dress which leaves the back exposed.
    to be exposed to the view: açıkta/gözönünde olmak.
    exposed position
    ask. açık mevzi.
    exposed ground: açık arazi.
    an exposed hillside: açık yamaç.
  3. Transitive Verb sergilemek, teşhir etmek, gözönüne sermek/yaymak.
    exposed goods for sale in the market.
  4. Transitive Verb (sır, niyet, maksat vb.) açıklamak, açığa vurmak, ifşa etmek.
    to expose one's intention.
  5. Transitive Verb (cinayeti, gizli bir tertibi/teşebbüsü vb.) ihbar etmek, (içyüzünü) açıklamak, meydana vurmak/çıkarmak,
    maskesini indirmek.
    to expose a crime/a murderer. I threatned to expose him/his plan to the police.
    Digging has exposed the remains of a temple: Kazılar bir mabedin kalıntılarını meydana çıkardı.
  6. Transitive Verb (çocuğu, bir kimseyi vb.) terk etmek, bırakmak, bırakıp gitmek.
    The ancient Spartans used to expose
    babies that they did not want.
  7. Transitive Verb, Photography ışıklamak, ışığa göstermek/maruz bırakmak, poz vermek.
  8. Transitive Verb kirli çamaşırları ortaya dökmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

expose one's life
hayatını tehlikeye atmak Verb
politically exposed person
politik nüfuz sahibi kişi Noun
expose (oneself or another) to
duçar olmak/etmek, (alaya, istihzaya vb.) maruz kalmak/bırakmak, yol açmak.
His fatness exposes him
to a lot of joking at the office, He exposed himself to the risk of losing his job.
expose a crime
bir suçu ortaya çıkarmak Verb
expose a film
filme poz vermek Verb
expose a newborn child
yeni doğmuş bir bebeği tehlikeye maruz bırakmak Verb
expose a plot
bir suikasti açığa çıkarmak Verb
expose a thief
bir hırsızın maskesini düşürmek Verb
expose a view
meydana çıkarmak Verb
expose for inspection
teftiş için sergilemek Verb
expose for inspection
teftiş sergilemek Verb
expose for sale
satış için sergilemek Verb
expose goods for sale
malları satışa arz etmek Verb
expose goods for sale
bırakmak Verb
expose goods for sale
malları satışa arzetmek Verb
expose goods in a shop window
malları dükkân vitrininde teşhir etmek Verb
expose oneself
(karşısındakinde cinsel arzu uyandırmak maksadıyla) tenasül uzvunu göstermek.
expose oneself to a risk
kendini bir riske maruz bırakmak Verb
expose oneself to criticism
kendini eleştirilere hedef yapmak Verb
expose oneself to danger
kendini tehlikeye maruz bırakmak Verb
expose oneself to ridicule
kendisini gülünç duruma düşürmek Verb
expose sb
maskesini kaldırmak Verb
expose someone as something
birinin birşey olduğunu açığa çıkarmak Verb
expose someone as something
birinin birşey olduğunu göstermek Verb
expose someone as something
birinin birşey olduğunu ortaya çıkarmak Verb
expose someone to something
birini birşeye maruz bırakmak Verb
expose someone to something
birini birşeye maruz kılmak Verb
expose something to view
açığa çıkarmak Verb
expose the ignorance of sb
teçhil etmek Verb
expose to the sun
güneşletmek Verb
expose to unnecessary risks
gereksiz risklere atılmak Verb
exposé
izah. açıklama, şerh. Noun
exposé
suçu ortaya koyma, gizli bir şeyi açıklama, teşhir. Noun
exposé
gizli kusurları meydana çıkaran makale, kitap vb. Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database