frequent

English-Turkish Translation

  1. sık, mükerrer, sık sık (olan/vukubulan).
    to make frequent trips to a place: bir yeri sık sık ziyaret
    etmek.
    Sudden rainstorms are frequent on this coast.
  2. devamlı, muntazam, mutad, alışılmış.
    a frequent customer: devamlı müşteri.
    It's a frequent
    practice of his to take an early morning swim: Her sabah erkenden yüzmeyi âdet edinmiştir.
  3. kısa aralıklı, kısa mesafelerle birbirini izleyen.
    a coast with frequent lighthouses.
  4. âşina, bildik, samimî.
  5. dolu, kalabalık.
  6. sık sık gitmek/uğramak/ziyaret etmek, dadanmak, üşüşmek.
    to frequent the art galleries/bars/movies.
    She's fond of books and frequents the libraries.
  7. muntazaman/devamlı okumak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

frequently
ikide bir Adverb
(shop) much frequent
işlek
become frequent
sık yer almak Verb
become frequent
sıklaşmak Verb
frequent a fair
fuara uğramak Verb
frequent a us
bir fuara uğramak Verb
frequent customer
sık sık uğrayan müşteri
frequent fairs
fuarlara katılmak Verb
frequent road
işlek yol
frequent visitor
müdavim
frequent visitor
sık sık uğrayan ziyaretçi
be of frequent occurrence
sık sık vuku bulmak Verb
pay too frequent visits to (a person's house
kapısını aşındırmak Verb
this plant requires frequent watering
bu bitki sık sık sulanmak ister
English-Turkish phrases from Zargan's own database