horn

English-Turkish Translation

  1. boynuz.
  2. boynuz şeklinde herhangi bir şey.
  3. Music (a) boru, (b) (bkz: French horn ).
  4. horns: (karısı tarafından aldatılan kimse hakkında) boynuz.
  5. borazan.
  6. klakson, korna, düdük.
    automobile horn. a foghorn.
  7. Aviation uçağın küçük kontrol kanatları.
  8. Electronics (a) boru şeklinde hoparlör, (b) boru şeklinde anten.
  9. eyer kaşı.
  10. hilâlin sivri uçları.
  11. piramit şeklinde dağ zirvesi (özellikle yüzeyi çukur olan).
  12. kurtuluş simgesi (İncilde bu anlamda geçer).
    a horn of salvation.
  13. pürüz, çok müşkül/çıkmaz bir sorunun şıklarından herbiri.
  14. Geology dağ tepesi, doruk, zirve.
  15. boynuzlamak, süsmek, tos vurmak, boynuzlariyle vurmak.
  16. boynuz takmak.
  17. boynuz şekli vermek.
  18. (bkz: cuckold ).
  19. boynuzdan yapılmış.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

blow one's own horn
kendini methetmek, övünmek, böbürlenmek.
blow one's own horn
böbürlenmek, şişinmek, övünmek, kendini övmek/methetmek.
Golden Horn (Istanbul)
Haliç (İstanbul) Proper Name, Place Names
pull in one's horn
daha dikkatli olmak Verb
toot one's own horn
kendini methetmek, övünmek, böbürlenmek.
alto horn
saksofon: askerî bandolarda kullanılan nefesli bir saz. Noun
alto horn
althorn Noun
aooga horn
ebübe korna Noun, Land Transport
automobile horn
otomobil kornası Noun
bass horn
tuba.
blow horn
boru çalmak Verb
bull horn
elektrikli megafon, tevcihli ve yüksek güçlü hoparlör. Noun
coach horn
araba borusu/kornası. Noun
come out at the little end of the horn
fazla kâr sağlayamamak Verb
come out at the small end of the horn
kaybeden taraf olmak Verb
cream horn
krema külâhı: külâh şeklinde içi kremalı hamur tatlısı.
drinking horn
boynuzdan yapılmış bardak.
drum and horn
davul zurna
English horn
İngiliz obuvası.
fog horn
sis düdüğü Noun, Maritime Traffic
French horn
korno Music
French horn
Fransız kornosu, pistonlu korno.
Golden Horn
(İstanbulda) Haliç. Noun
green horn
toy
hand horn
borazan. Noun
honk the horn
korna çalmak Verb
hunting horn
av borusu.
hunting horn
avcı borusu.
long horn
(bir nevi) kaşar peyniri: beyaz- turuncu renkli 5.5 kg.'lık tekerlek halinde çedar peyniri. Noun
made of horn
boynuz
monitoring horn
ihtar hoparlörü
motor horn
klakson, korna. Noun
party horn
kaynana dili Noun, Entertainment
post horn
(18-19'uncu yüzyıllarda) postacı borazanı. Noun
powder horn
boynuzdan yapılmış barutluk.
ram's horn
shofar Noun
sound the horn
korna çalmak Verb
horn beach
gürgen
horn in
(a) (bir işe) burnunu sokmak/karışmak/müdahale etmek, (b) davet edilmeden gitmek.
horn of plenty
cornucopia ile ayni anlama gelir. bolluk boynuzu: Mitolojiye göre içinden bol yiyecek ve içecek akan keçi boynuzu.
horn of plenty
cornucopia Noun
horn pout
boynuzlu yayın (balığı)
(Ictalurus nebulosus).
horn push
korna
horn push
klakson
horn rimmed
(gözlük) kemik çerçeveli
horn silver
cerargyrite Noun
horn toad
boynuzlu kertenkele
(Phrynosoma): KB Amerikada yaşayan gövdesi sivri pullarla kaplı kertenkele türü.
English-Turkish phrases from Zargan's own database