İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

(kitap) yer yer iyi olmak

to be good in patches Verb

araları iyi olmak

to stand in with sb Verb

aşırı iyi olmak

to be the perfection of kindness Verb

belli bir fiyata iyi olmak

to be good for a sum Verb

bir garanti fonunun kurulması iyi olmak

to be preferable to establish a guarantee fund Verb

birinden daha iyi olmak

to leave someone in the dust Verb

birinden daha iyi olmak

to leave someone standing Verb

biriyle arası iyi olmak

to be on good terms with sb Verb

biriyle arası iyi olmak

to be on a good footing with sb Verb

biriyle arası iyi olmak

to be on a friendly footing with sb Verb

birşeyi yapmaktan daha iyi olmak

to beat doing something Verb

çok iyi olmak

to come into your own Verb

to stand out Verb

to better Verb

to beat Verb

to be on velvet Verb

to come off best Verb

İngilizce temeli iyi olmak

to have a good grounding in english Verb

mali durumu iyi olmak

to be well fixed Verb

mali durumu iyi olmak

to do very nicely financially Verb

mayası iyi olmak

to have good stuff in one Verb

rakamlarla arası iyi olmak

to be good at numbers Verb

şefiyle iyi olmak

to stand well with one's chief Verb

sıhhati iyi olma belirli bir fiyata iyi olmak

to fitness to be good for a sum Verb

sözü edilmemesi daha iyi olmak

to be better left unsaid Verb

(fotoğrafçılık) iyi büyütülmeye elverişli olmak

to enlarge well Verb

…in iyi bir örneği olmak

to illustrate … Verb

bir dosta iyi maaşlı bir iş bulmasında yardımcı olmak

to be instrumental in finding well paid work for a friend Verb

bir zamanlar iyi günler görmüş olmak

to come down in the world Verb

biri hakkında çok iyi izlenimleri olmak

to think highly of sb Verb

birine iyi bir hizmette bulunmuş olmak

to do someone a good turn Verb

birinin iyi haline kefil olmak

to vouch for sb's good conduct Verb

biriyle iyi ilişkiler içinde olmak

to be on good terms with sb Verb

çocuklarla iyi geçinme becerisi olmak

to have a knack with children Verb

çok iyi bir mevki sahibi olmak

to have first-rate position Verb

çok iyi bir mevkii sahibi olmak

to have first-rate position Verb

çok iyi işitme duyusu olmak

to have a keen sense of hearing Verb

çok iyi koca olmak

to make an excellent husband Verb

çok iyi mevki sahibi olmak

to have a first-rate position Verb

daha iyi günler görmüş olmak

to have come down in the world Verb

derslerini çok iyi öğrenmiş olmak

to have one's lessons perfect Verb

en iyi yönetilen şirketlerden olmak

to be rated of the best managed companies Verb

gelecek için iyi belirti olmak

to take something as a good omen Verb

genç bir kız için iyi kısmet olmak

to be a good prospect for any young girl Verb

hem iyi hem kötü etkileri olmak

to cut both ways Verb

her şeye karşın iyi niyetli olmak

to have one's heart in the right place Verb

hukuki bakımdan daha iyi durumda olmak

to have firmer legal ground Verb

iyi alışkanlığı olmak

to have a good custom Verb

iyi bir aileden olmak

to belong to a family of good standing Verb

iyi bir işadamı olmak

to make a successful businessman Verb

iyi bir konuma sahip olmak

to be well placed Verb

iyi bir örnek olmak

to set a good example Verb

iyi bir semtte olmak

to be in pleasant location Verb

iyi bir yere sahip olmak

to be well placed Verb

iyi çalışır durumda olmak

to be in good working order Verb

iyi diplomat olmak

to be a good diplomat Verb

iyi diplomat olmak

to be good diplomat Verb

iyi durumda olmak

to in good bread Verb

iyi durumda olmak

to be well placed Verb

iyi eğitim görmüş olmak

to have had a good education Verb

iyi eğitim görmüş olmak

to be well educated Verb

iyi geliri olmak

to be in (the) receipt of a good income Verb

iyi geliri olmak

to enjoyment of a good income Verb

iyi günde kötü günde birine destek olmak

to stick by someone through thick and thin Verb

iyi günde kötü günde birinin yanında olmak

to stick by someone through thick and thin Verb

iyi günler görmüş geçirmiş olmak

to have had one's time Verb

iyi günler görmüş olmak

to have known better days Verb

iyi haberdar olmak

to have all one's marchs Verb

iyi hatip olmak

to be a good speaker Verb

iyi hesaplama becerisine sahip olmak

to be smart at figures Verb

iyi huylu olmak

to bear a good character Verb

iyi ilişkiler bağlantıları olmak

to be well connected Verb

iyi ilişkiler içinde olmak

to be on good terms Verb

iyi ilişkileri olmak

to be well connected Verb

iyi iş yaparak zengin olmak

to thrive by good husbandry Verb

iyi işçiliği ile tanınmış olmak

to have a name for good workmanship Verb

iyi işi olmak

to have a fine job Verb

iyi işler halde olmak

to be in good working order Verb

iyi itibarı olmak

to be in good savour Verb

iyi kazancı olmak

to make a good income Verb

iyi komşuları olmak

to have good neighbors Verb

iyi korunmakta olmak

to be in safe keeping Verb

iyi meslek olanaklarına sahip olmak

to get a good start in life Verb

iyi namı olmak

to have a good repute Verb

iyi nedenleri olmak

to have good grounds Verb

iyi nişancı olmak

to have one's hand in Verb

iyi okuyor olmak

to make good reading Verb

iyi şansı olmak

to be well in on a deal Verb

iyi savunma avukatı olmak

to have able counsel Verb

iyi sicili olmak

to have a good record Verb

iyi şöhreti olmak

to enjoy a good reputation Verb

iyi şöhretli olmak

to be of good report Verb

iyi tahsil görmüş olmak

to be well educated Verb

iyi tanıdıkları olmak

to have good connections Verb

iyi tertip edilmiş olmak

to be in a fair train Verb

iyi ün sahibi olmak

to be judged good Verb

iyi ya da kötü işareti olmak

to bode Verb

iyi yön duygusuna sahip olmak

to have a good sense of direction Verb

iyi yön ve mekân duygusu olmak

to have a good bump of locality Verb

komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmak

to be on friendly terms with one's neighbors Verb

mali bakımdan daha iyi bir durumda olmak

to be better fixed financially Verb

mali bakımdan daha iyi durumda olmak

to be better fixed financially Verb

oldukça iyi durumda olmak

to be in fair condition Verb

oldukça iyi durumda olmak

to be in a fair condition Verb

oldukça iyi geliri olmak

to have a respectable income Verb

rolünü iyi ezberlemiş olmak

to be sure of one's lobs Verb

iyi olmak

Turkish-English

Terms/Phrases

Turkish-English Translation

Turkish-English Phrases