kıyı

Turkish-English Translation

  1. Noun, Geography shore
  2. Noun, Geography coast
  3. edge
  4. border
  5. coastal
  6. bank
  7. outskirts
  8. seaside
  9. brink
  10. side
  11. strand
  12. Noun shoreline
  13. fringe
  14. seaboard
  15. seashore
  16. beach
  17. waterside
  18. rim
  19. rivage
  20. sea front
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Deniz ve kıyı sularında yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.1)
Sea and coastal passenger water transport (NACE code: H50.1) Noun, Trades-Professions
Deniz ve kıyı sularında yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.10)
Sea and coastal passenger water transport (NACE code: H50.1.0) Noun, Trades-Professions
Deniz ve kıyı sularında yük taşımacılığı (NACE kodu: 50.2)
Sea and coastal freight water transport (NACE code: H50.2) Noun, Trades-Professions
Deniz ve kıyı sularında yük taşımacılığı (NACE kodu: 50.20)
Sea and coastal freight water transport (NACE code: H50.2.0) Noun, Trades-Professions
kıyı hakları
coastal rights Noun, International Law
(göl , nehir) kıyı
bank
askeri çıkarma yapılan kıyı
beach head
barınılamayacak kıyı
inhospitable coast
dar kıyı
narrow shore Noun, Zoning Law
düz kıyı
flat coast
girintili çıkıntılı kıyı
indented coast
riyalı kıyı
ironround coast
vahşi kıyı
wild coast
kıyı ...
water
kıyı ablukası
coast blockade Noun
kıyı arsası
waterfront
kıyı arsası
waterfront property
kıyı balıkçılığı
coastal fishery
kıyı balıkçılığı
in-shore fishery
kıyı balıkçılığı
coast fishery
kıyı bankacılığı
off-shore banking
kıyı bankacılığı
offshore banking
kıyı bekçisi
coastal watcher
kıyı bölge
marginal area
kıyı bölgesi
beach area
kıyı bölgesi
littoral zone
kıyı bölgesi
coastal area
kıyı bölgesi
coastal district
kıyı bölgesi
coastal region
kıyı bölgesi
coast area
kıyı boşaltma nakliyatı
clearance transport
kıyı boyu
coastwise
kıyı boyu
coastline
kıyı boyu
coast line
kıyı boyunca
coastwise
kıyı boyunca gitmek
to range down the coast Verb
kıyı boyunca gitmek
to run down the coast Verb
kıyı boyunca ilerlemek
to run down the coast Verb
kıyı boyunca seyretme
coastwise navigation
kıyı çizgisi
shoreline, coastline Noun, Zoning Law
kıyı da üstlenmiş
shore based
kıyı da yaşayan kişi
coastman
kıyı denizi
territorial sea
kıyı devleti
coastal state
kıyı devletinin doğal kaynaklar üzerinde egemenlik haklarını uygulayabileceği sular
patrimonial sea or patrimonial waters Noun
kıyı devriyesi
shore patrol
kıyı duvarı
groyne
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü
Directorate General of Coastal Safety Noun, Organizations
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü
General Directorate for Coastal Security Proper Name, Organizations
kıyı gemisi
coastwise vessel
kıyı ile ilgili
coastal
kıyı ili
maritime province
kıyı ışıkları
coast light Noun
kıyı ışıkları
coast lights Noun
kıyı kanunu
coastal law Noun, Law
kıyı kaptanı
master of coasting vessel
kıyı kaptanı
master of coating vessel
kıyı kenar çizgisi
shore boundary Noun, Zoning Law
kıyı kılavuzluğu
coastal pilotage
kıyı kılavuzu
coast pilot
kıyı kılavuzu
in-shore pilot
kıyı kıyı gitmek
to range down the coast Verb
kıyı kıyı gitmek
to keep inshore Verb
kıyı kıyı gitmek
to coast Verb
kıyı kıyı gitmek
to keep the land aboard Verb
kıyı kıyı gitmek
to hug the shore Verb
kıyı kıyı gitmek
to run down the coast Verb
kıyı kıyı gitmek
to range the coast Verb
kıyı köprü başı
beach head
kıyı küme
marginal group
kıyı memleketi
maritime country
kıyı muhafaza botu
patrolman vessel
kıyı muhafaza botu
patrol vessel
kıyı petrolü
onshore oil
kıyı pilotu
coast pilot
kıyı polisi
waterside police
kıyı savunma
coast defence
kıyı savunma
coastal defence
kıyı şehri
maritime town
kıyı şehri
coastal city
kıyı şeridi
shoreline Noun
kıyı seti
sea wall
kıyı seyri
coastal navigation
kıyı seyri
coast navigation
kıyı seyrüseferi
coastwise navigation
kıyı sız
shoreless
kıyı suları
coast waters Noun
kıyı suları
coastal waters Noun
kıyı taşımacılığı
coasting cargo
kıyı taşımacılığı
coastal shipping
kıyı telsiz istasyonu
coast station
kıyı tesisi işleticisi
operator of coastal facilities Noun, Maritime Traffic
Kıyı Tesislerine İşletme İzni Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
Regulations on the Procedures and Principles for Granting Operating Permits to Coastal Facilities Proper Name, Law
kıyı ticaret gemisi
coasting trader
kıyı ticaret merkezi
seaboard market
kıyı ticaret yeri
seaboard market
kıyı ticareti
coasting trade
kıyı ticareti
intercoastal trade
kıyı ticareti
coastal trade
kıyı trafiği
coastal traffic
kıyı ülkesi
coastal state
(araba vapuru) iki kıyı arasında gidip gelmek
to ply the river Verb
yakın kıyı balıkçılığı
inshore fisheries
yalnız med zamanı suyun altında kalan kıyı bölümü
shore lands
Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman veya Kıyıda Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve Yayılabilecek veya Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik
Regulation on the Prevention, Extinguishing and Rescue Measures Against Fires that Start on Land, Fires
that Start in the Sea, in a Port or on the Coast and may Reach the Land, and Spread, or Those that Start on the Land and May Reach the Coast, a Port or the Sea
Proper Name, Law
Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü
Directorate General of Shipyards and Coastal Structures Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Karanın bir deniz, nehir veya göle ... olarak uzanan kısmı, sâhil
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.