komsu

Turkish-English Phrases

kapı komşusu
family next door
kapı komşusu
next door
biriyle komşu olmak
to neighbour with sb Verb
kapı komşu
next door
komşu
fellow
komşu
vicinal
komşu
contiguous occupier
komşu
neighbouring
komşu
contiguous Adjective
komşu
neighbour
komşu
neighbor
komşu
abutting
komşu
adjoining
komşu
close-by
komşu
next
komşu
next-door
komşu arsa
neighbouring lot
komşu arsa
adjacent site
komşu arsa
neighbourhood lot
komşu bina
neighbouring premises
komşu çiftlik yapıları
outlying farm buildings Noun
komşu devlet
neighbo u r state
komşu devlet
neighbouring state
komşu ev
adjoining house
komşu ev
neighbour house
komşu haklar
related rights Noun, Law
komşu haklar
neighboring rights Noun, Law
komşu haklar
neighbouring rights Noun, Law
komşu kapısı yakınında oturmak
to live close at hand Verb
komşu köy
neighbouring village
komşu köylü
neighbouring peasant
komşu millet
neighbourhood nation
komşu mülk sahibi
adjoining landowner
komşu mülk sahipleri
adjoining landowners Noun
komşu olmak
to adjoin Verb
komşu olmak
to neighbour Verb
komşu olmak
to border on Verb
komşu oturmak
to live next door Verb
komşu sanayi
surrounding industry
komşu ülke
neighbouring country
komşu ülke
neighbour country
komşu ülke
neighbouring nation
komşu ya da sınırı olan ülkeye düşman ülke
confrontation state
konu komşu
kith and kin
Turkish-English phrases from Zargan's own database

komşu
Evleri birbirine yakın veya bitişik olan ... birbirlerine göre aldıkları ad