mantle

  1. harmani, bol ve kolsuz palto/manto.
  2. örtü, örten/gizleyen şey.
    The mantle of darkness. Hills with a mantle of snow.
  3. Zoology örtenek, (kabuklu su hayvanlarında) içderi.
  4. lüks lambası fitili/gömleği.
  5. (kuşlarda) kanat tüyü: kanadın iç ve dışını örten aynı renkli tüyler.
  6. mantlepiece ile ayni anlama gelir. (bkz: mantel ).
  7. Geology kabuk: yer kabuğu ile yerözeği arasında takriben 2900 km kalınlığındaki tabaka/katman. (bkz: core )1
    (5),
    crust (6).
  8. (harmani vb. ile) örtmek, kaplamak, saklamak, gizlemek.
  9. yay(ıl)mak, ser(il)mek, (yüze allık vb.) sürmek.
  10. (yüzü) kızarmak, pembeleşmek.
    Her cheeks mantled. Her face mantled with blushes.
  11. örtülmek, sarılmak, kaplanmak.
    She mantled in a heavy fur coat. Mountaintops mantled with snow.
  12. (üzeri köpük vb. ile) örtülmek/kaplanmak.
bir görüş noktasını benimsemek Verb
gaz fitili. Noun
birinin rolünü devralmak Verb
sonradan meşrulaştırılan çocuklar
dokunulmazlık zırhı Noun, Law
toprak-kaya: yeryüzünde katı kaya tabakasının üstünde toprakla karışık kaya parçacıkları. Noun
yoksul gibi görünmek Verb