maruz

Turkish-English Translation

  1. liable
  2. exposed to
  3. open to
  4. subjected to
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çocuğun tehlikeye maruz bırakılması
child endangerment Noun, Criminal Law
ekonomik krize maruz
vulnerable to recession
maruz bırakılmış
exposed
maruz bırakmak
to expose Verb
maruz bırakmak
to place Verb
maruz bırakmak
to subjugate Verb
maruz bulunmak
to be exposed Verb
maruz kalınan hasar ödemeleri
claims incurred Noun
maruz kalınan kredi riski
credit risk exposure Noun, Banking
maruz kalma
exposure
maruz kalma
incurrence Noun
maruz kalmak
to be exposed to Verb
maruz kalmak
to come under Verb
maruz kalmak
to be subject to Verb
maruz kalmamak
to beat Verb
maruz kılmak
to expose Verb
maruz olmak
to incur Verb
(yangın sigortası) hasar ihtimaline maruz kalma
exposure hazard
(yangın sigortası) hasar ihtimaline maruz kalma
exposures
azarlanmaya maruz kalmak
to incur reproaches Verb
bir şeye maruz olan kimse
subject
bir sürü sıkıntılara maruz kalmak
to be subject to many vexations Verb
birini birşeye maruz bırakmak
to subject someone to something Verb
birini birşeye maruz bırakmak
to expose someone to something Verb
birini birşeye maruz kılmak
to expose someone to something Verb
birini işkenceye maruz bırakmak
to subject someone to an ordeal Verb
birini tacize maruz bırakmak
to subject someone to an abuse Verb
birinin birşeye maruz kalmasına sebep olmak
to subject someone to something Verb
birşeye maruz kalmak
to come under something Verb
büyük riske maruz kalmak
to be exposed to considerable risk Verb
cezai takibata maruz kalmak
to avoid prosecution Verb
cezai takibata maruz kalmamak
to avoid prosecution Verb
çocuğu tehlikeye maruz bırakmak
endanger a child Verb, Criminal Law
eleştiriye maruz kalmak
to lay oneself open to criticism Verb
güneşe maruz bırakma
insolation
havaya maruz kalmak
to in the weather Verb
infazın ertelenmesine maruz kalmak
to be liable to stay of executions Verb
ithamlara maruz kalmak
to come under fire Verb
kendini bir riske maruz bırakmak
to expose oneself to a risk Verb
kendini cezaya maruz kılmak
to make oneself liable to a penalty Verb
kendini eleştiriye maruz bırakmak
to subject oneself to criticism Verb
kendini halkın kınamasına maruz bırakmak
to lay oneself open to public censure Verb
kendini iftiraya maruz bırakmak
to lay oneself open to calumny Verb
kendini kötü etkiye maruz bırakmak
to surrender oneself to bad influence Verb
kendini saldırıya maruz bırakmak
to lay one's self open to attack Verb
kendini tehlikeye maruz bırakmak
to expose oneself to danger Verb
kendini tehlikeye maruz bırakmak
to give hostages to fortune Verb
kendisini eleştiriye maruz bırakmak
to lay oneself open to criticism Verb
riske maruz değer
value at risk
riske maruz değer (RMD)
value-at-risk (VaR) Noun, Banking
saldırıya maruz kalmak
to be under attack Verb
sigortalının maruz kaldığı kanuni masraf ve harcamalara karşı sigorta
legal costs and expenses insurance
tehlikeli hava şartlarına maruz kalarak ölmek
to die of exposure Verb
tehlikeye maruz bırakmak
to incur a danger Verb
tehlikeye maruz kalış
peril
tehlikeye maruz kişiler
exposed people
temerrüt halinde maruz kalınacak zarar
loss given default Noun, Banking
yanardağ ısısının etkisine maruz kalmak
to volcanize Verb
yeni doğmuş bir bebeği tehlikeye maruz bırakmak
to expose a newborn child Verb
zulme maruz kalmak
to face persecution Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Arzedilmiş, sunulmuş olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.