miktar

Turkish-English Translation

  1. figure
  2. matter
  3. deal
  4. strength
  5. volume
  6. measure
  7. shot
  8. Noun quantity
  9. mass
  10. amount
  11. parcel
  12. rate
  13. magnitude
  14. quantitative
  15. number
  16. group
  17. gauge
  18. quantum
  19. smart
  20. part
  21. dose
  22. grist
  23. lot
  24. dosage
  25. feck
  26. specification as to quantity
  27. Noun QTY
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

...'e ödenmesi gereken miktar
amount due ... Noun
10 Sterlinlik miktar
placido
ağzın alabildiği miktar
mouthful
artan miktar
surplus
artan miktar
surplus amount
asgari miktar
minimum amount
asgari ticari miktar
commercial minimum quantity
asgari ticari miktar
minimum commercial quantity
aşırı kâr (girişimcinin normal kârdan fazla kazandığı miktar
excess profit
avlanan miktar
catch
az bir miktar
dab
az bir miktar
spatter
az bir miktar
a spot of
az miktar
twopence
az miktar
odd lot
az miktar
cast
az miktar
trace
az miktar
handful
az miktar
mouthful
az ve önemsiz bir miktar
driblet
azami miktar
maximum amount
basılan yayımdan abonelere gönderilecek miktar
subscribed circulation
bilinmeyen miktar
unknown quantity
bir defada alınan miktar
batch
bir defada içilen miktar
drink
bir firmanın üreteceği miktar
profit function
bir miktar
some
bir miktar
slightly Adverb
bir nesne içinde bulunan miktar
mass
bir seferde kazanılan şey veya miktar
haul
bir toplamdan indirilen miktar
allowance
büyük bir miktar
oodles
büyük miktar
scads
büyük miktar
raft
büyük miktar
quantity Noun
çok az bir miktar
jot
çok az bir miktar
thimbleful
çok büyük bir miktar
gob
çok miktar
quantity Noun
çok miktar
heap
çorba kaşığının aldığı miktar
tablespoonful Food-Kitchen
cüzi miktar
dash
dolduracak miktar
fill
düşülecek miktar
subtrahend
düşülen miktar
offset Noun
en yüksek miktar
sum
etmeni ya da etkiyi ölçen bir sayı ya da miktar
modulus
fatura lanmış miktar
invoiced amount
faturalanmış miktar
invoiced amount
fazla miktar
remnant
gereksiz miktar
superfluity
görece miktar
quantity relative
götürü fiyat üzerinde anlaşılan miktar
agreed price
hatırı sayılır miktar
respectable amount
her zamanki standart miktar
standard-run quantity
her zamanki standart miktar
standard run quantity
hesabı denkleştirmek için gerekli miktar
balance carried down
kalan miktar
overplus
kalan miktar
rest
küçük miktar
quantulum
mahsup edilen miktar
offset Noun
masrafları karşılamak için prime eklenen miktar
loading
ödenecek miktar
liquidated sum
ödenen miktar
payment Noun
ölçmek için esas tutulan çizgi veya miktar
base line
önemli miktar
substantial amount
önemsiz miktar
negligible quantity
ortalama miktar
average quantity
ortaya atılan büyük miktar
high stakes
programın gerçekleştirilmesi için ayrılan miktar
amounts devoted to carrying out the programme
rizikoda artış nedeniyle prime eklenen miktar
extra premium
safi miktar
clear amount
safi miktar
net amount Noun
sigorta kapsamı dışı bırakılan miktar
uncovered amount
sigortaca kapsam dışı bırakılan miktar
uncovered amount
sigortacı veya reasürönün teminat verdiği azami miktar
underwriting limit
siparişi verilen miktar
quantity ordered
sızan miktar
seepage
sonsuz şey veya miktar
ocean
talep edilen miktar
quantity demanded
tedarik edilen miktar
quantity supplied
tenzil olunan miktar
allowance
teslim edilen miktar
quantity delivered
toplam miktar
totality Noun
vergi dışı miktar
exemption Noun, Taxation-Customs
vergi indirimine tabi miktar
amount for relief
yaklaşık miktar
matter
yaklaşık miktar
approximate amount
yeter miktar
enough
yutulan miktar
swallow
zarar olarak kabul edilen miktar
write off
miktar ayarlayıcısı
quantity adjuster
miktar birimi
unit of quantity
miktar değişikliği
variation in quantity
miktar endeksi
quantum index
miktar endeksi
quantity index
miktar ile ilgili ciro
quantity turnover
miktar ile ilgili kısıtlamalar
quantity restrictions Noun
miktar indirimi
quantity discount Noun, Competition Law
miktar iskontosu
quantity discount Noun
miktar iskontosu (büyük siparişlere uygulanan iskonto
quantity discount
miktar itibariyle satış
quantitative sales
miktar kısıtlamaları
quantity restrictions Noun
miktar kısıtlamalarının kaldırılması
elimination of quantitative restrictions
miktar kontrolu
verification of quantity
miktar kontrolu
quantity control
miktar kontrolü
quantitative control
miktar kontrolü
verification of quantity
miktar kontrolü
quantity control
miktar sapması
quantity deviation
miktar tayini
dose
miktar üzerinden yapılan indirim
quantity rebate
miktar ve maliyetlerini ve değerlerini gösteren ayrıntılı kayıtlar
capital expenditure (s) register
miktar ve para birimleriyle ölçmeye
accounting axioms
miktar zorlaması
quantity forcing Noun, Competition Law
miktar; tutar, meblağ
amount
(bir miktar ile ilgili olarak) yönü bulunmayan
scalar
(ekonomide) tüketimin neden olduğu miktar azalması
draw down
adam başına miktar yiyecek ihtiyacı
tayin etme ; food requirements
az miktar şey
tinge
belli bir miktar meblağ
a definite and certain amount
belli bir miktar meblağ
definite and certain amount
belli miktar bir para
sum certain in money
bir at üzerine filan miktar oynamak
to lay so much on a horse Verb
bir fiyattan falan miktar indirmek
to take so much off a price Verb
bir miktar içecek
spot
bir miktar kâr da bırakabilecek kadar yüksek olduğu durum
break even
bir miktar para
rock
bir miktar para çekme
withdrawal of a sum of money
bir miktar para çekmek
to withdraw a sum of money Verb
bir miktar tutmak
to aggregate Verb
bir şeyi yeterli miktar görmüş olmak
to see quite a lot of sth Verb
birinin hesabına belli bir miktar para ödemek
to pay in a sum to sb's credit Verb
birinin maaşından falan miktar kesmek
to stop so much out of sb's wages Verb
birinin maaşından falan miktar kesmek
to withhold so much out of sb's pay Verb
birinin maaşından filan miktar kesmek
to withhold so much out of sb's pay Verb
birinin ücretinden filan miktar kesinti yapmak
to withhold so much out of sb's wage Verb
büyük miktar alım
volume purchase
büyük miktar alındığı takdirde uygulanan fiyat
quantity price
büyük miktar fiyatı
quantity rate
büyük miktar için indirim
quantity rebate
büyük miktar için verilen fiyat
quantity price
büyük miktar indirimi
quantity reduction
büyük miktar mal alındığı takdirde uygulanan fiyat
quantity fas
büyük miktar para
vast amount of money
büyük miktar satın alım
quantity purchase
büyük miktar sipariş
quantity order
büyük miktar sipariş
volume order
elinde büyük miktar satılması olanaksız mal olmak
to have a lot of unsalable stock Verb
küçük kasa harcamaları için bir miktar para ayrılır
impressed system
modern miktar teorisi
modern theory of quantity
paranın miktar teorisi
quantity theory of money
ufak miktar mal
goods of small bulk
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyin ölçüsü, sayısı veya ölçülebilme, ... çoğalabilme durumu, nicelik, kemiyet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.