on duty

  1. görev başın(d)a, görevde, görevli, nöbetçi.
    He goes on duty at midnight.
    be on duty: görevde/nöbette/nöbetçi olmak.
görev başında kazaya uğramak Verb
görevde olmak Verb
nöbetçi mahkeme Noun, Law
nöbetçi doktor
görevli gitmek Verb
nöbetçi hemşire
nöbetçi subay
nöbetçi
nöbetçi subayı
Teşhis Veya Tedavi Amacıyla Hastaneler ve Diğer Tıbbi Kurumlarda Ücretsiz Olarak Ödünç Kullanılmak Üzere
Tıbbi, Cerrahi ve Laboratuvar Ekipmanlarının Gümrüksüz Olarak Geçici İthaline Dair Anlaşma
Noun, International Law
nöbet tutmak Verb
emir erliği yapmak Verb
emir subaylığı yapmak Verb
trafiği idare etmek Verb
vazife malulü Noun, Military
(US) Br çek üzerinden alınan vergi
gümrük giriş vergisi
ihracatta alınan gümrük vergisi
ithalde alınan gümrük vergisi
artan değere göre alınan gümrük vergisi
veraset ve intikal vergisi
veraset vergisi
birine görev vermek Verb
üzerine vergi koymak Verb
Damga Vergisi Kanunu Proper Name, Law
birine görev vermek Verb
birine görev vermek Verb
mallardan gümrük resmi almak Verb
mallar üstünden vergi almak Verb
mallar üzerinden vergi almak Verb
muvazzaf
gündüzcü
üzerinden vergi ödemek Verb
bir şeye gümrük ödemek Verb
grevcileri gözcülük nöbetine yerleştirmek Verb
(Br) çek vergisi
menkul değerler vergisi