plenty of

English Turkish Phrases

plenty of money
bol para
plenty of time
bol zaman
plenty of times
kaç kez
plenty of times
defalarca
arrive in plenty of time
tam zamanında gelmek Verb
give someone plenty of rope
birini hareketlerinde serbest bırakmak Verb
have plenty of assurance
kendinden son derece emin olmak Verb
have plenty of cash
bol parası olmak Verb
have plenty of courage
çok cesareti olmak Verb
have plenty of fight left
daha savaşacak gücü kalmış olmak Verb
have plenty of guts
çok cesur olmak Verb
have plenty of sth
bir şeyden bol olmak Verb
I've got plenty of time
vaktim bol
she has plenty of drive
enerji dolu
to give (one) plenty of rope
(birine) aşırı imkân tanımak, sonu felaket olabilen serbest davranışlarına göz yummak, serbest/başıboş
bırakmak, kendi haline terketmek.
horn of plenty
cornucopia ile ayni anlama gelir. bolluk boynuzu: Mitolojiye göre içinden bol yiyecek ve içecek akan keçi boynuzu.
horn of plenty
cornucopia Noun
land of plenty
bolluk ülkesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database