polar

  1. Adjective ucaysal, ucaylı, kutupsal, kutup+, kutbî, kutba ait (dünyanın, mıknatısın, pilin kutbuna ait), kutup
    civarında bulunan.
    polar angle: ucaysal açı.
    polar axis: ucaysal eksen.
    polar bear
    zool. boz ayı, beyaz kutup ayısı
    (Thalarctos maritimus).
  2. Adjective (davranış/tutum vb.) zıt, çelişkili.
  3. Adjective yükünlü, yükünleşebilen, iyonlaşabilen, elektrolitik (NaCl, HCl, NaOH gibi).
  4. Adjective merkezî, eksenel, mihver+.
  5. Adjective rehberlik eden, yol gösteren, yön veren.
    a polar precept.
kutuplardaki buzullar Noun, Geology
kutup buzulları Noun, Geology
kutup buzları Noun, Geology
kutuplardaki buz tabakaları Noun, Geology
kutup buzulları Noun, Geology
kutup buzları Noun, Geology
kutuplardaki buzullar Noun, Geology
kutuplardaki buz tabakaları Noun, Geology
kutup ayısı Noun, Zoology
ucay-göze: döllenme zamanına yakın yumurtada oluşan iki yuvarlak gözeden herbiri.
eksen ucu çemberi, kutup çemberi (kuzey/güney eksen ucu çemberleri).
ucaylı bileşik: ısıtıldığı veya suda eridiği zaman elektrik akımını geçiren bileşik (inorganik asit, baz, tuz vb.).
ucaysal konaçlar, kutupsal koordinatlar.
codeclination.
kutup kâşifi
kutupsal kuşak, geçiş kuşağı, kutup bölgesindeki soğuk havayı ılıman bölgeden ayıran hava kütlesi.
tan/fecir ışıkları: kuzey fecri
aurora borealis ve güney fecri
aurora australis in ortak adı Noun
kutup tbu bölgesi
kutup bölgesi
Kutup Bölgeleri.
buz denizi
Kutup Yıldızı.
kutup bölgesi
Kutup Ekspresi Proper Name, Cinema

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kutba âit, ... ilgili, kutbî