precipitation

  1. Noun, Environment-Ecology çökelme
  2. Noun ivdirme, ivedileştirme, acele ettirme, hızlandırma, düşünmeden/körükörüne atılma /girişme/sürüklenme.
  3. Noun başaşağı düş(ür)me/at(ıl)ma.
  4. Noun ivme, acele etme, aceleye/telâşa getirme.
  5. Noun ânî/birdenbire vukubulma, ânî zuhur.
    The precipitation of a war without warning.
  6. Noun düşüncesizce/acele davranış, körükörüne (bir işe) atılış.
  7. Noun, Chemistry çökel(t)me, teressüp et(tir)me, tortulaş(tır)ma.
  8. Noun, Meteorology yağış, yağış miktarı.
  9. Noun (spiritüalizmde) özdekleş(tir)me, maddeleş(tir)me, maddîleş(tir)me.
telaşla hareket etmek Verb
yıllık yağış miktarı