ramp

  1. Noun rampa, eğik/meyilli yol/yüzey, şev.
  2. Noun bir binanın farklı yükseklikteki katları arasında meyilli geçit.
  3. Noun
    boarding ramp ile ayni anlama gelir. (uçağa biniş/iniş için) merdiven.
  4. Noun yanaşmalık, yükleme rampası/rıhtımı.
  5. Noun parmaklık bağlantısı: sahanlıkta merdiven parmaklığının yüksek ve alçak kısımlarını birleştiren kısa içbükey parça.
  6. Noun desise, dolap, oyun, düzen.
  7. Noun âşüfte, şirret.
  8. Verb şahlanmak, şaha kalkmak, susta durmak, arka ayakları üzerine kalkıp durmak.
  9. Verb (sıçrayacak gibi) gerilemek.
  10. Verb (hiddetle/şiddetle) saldırmak, üzerine atılmak.
  11. Verb kudurmak, köpürmek, gazaba gelmek, kıyameti koparmak.
    ramp and rage: küplere binmek, kıyameti koparmak.
erişim rampası Noun, Transport
bir uçağı yüklemede ve boşaltmada kullanılan tekerlekler üzerindeki merdiven
yaklaşma rampası Noun
(uçağa biniş/iniş) merdiveni.
ramp ile ayni anlama gelir. (uçağa biniş/iniş için) merdiven.
(US) çevreyolu rampası Noun
iniş rampası Noun
roket fırlatma rampası Noun
bindirme rampası Noun
rampa
yükleme rampası Noun
(hangarlarda) yükleme sahası.
bir uçağa bagaj
yük ve yiyecek maddeleri yükleyen ve boşaltan havayolu görevlisi
rampa açısı Noun, Transport
rampalı baskül, rampalı kantar, rampalı terazi Noun, Testing
...'e hız vermek Verb
  1. proscenium
  2. forestage
  3. apron

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tiyatrolarda sahne boyunca uzanan ve üzerine ... yerleştirilmiş olan yüksekçe kısım