shear

  1. Verb, Textile Industry makaslamak
  2. Verb kırpmak, kırkmak, makasla kesmek.
    to shear wool from sheep: koyunların yünlerini kırkmak.
    to
    shear sheep: koyunları kırkmak.
  3. Verb kesip koparmak.
  4. Verb
    shear of: mahrum etmek, (iktidardan) düşürmek.
    to shear someone of his power.
    be shorn
    of: iktidardan düşmek.
    The king was shorn of his power by the army.
  5. Verb orakla biçmek.
  6. Verb makaslamak.
  7. Verb suda/havada biçer gibi hızla gitmek.
  8. Noun
    shears: makas, kırkı.
  9. Noun makasla(n)ma.
  10. Noun kırkım, kırkma.
    a sheep of one shear .
  11. Noun bir kırkımlık yün.
  12. Noun
    shears = sheers = shear legs: makarayı tutan vincin iki kolu.
  13. Noun madenî saç makası.
  14. Noun, Engineering makaslama.
    shearing stress: makaslama gerilmesi.
makaslama Noun, Mechanics
timsah makası: kalın madenî levhaları kesmekte kullanılan büyük makas.
taban kesme Noun, Construction
(demir atmış gemi) sürüklenerek bir engele takılma tehlikesiyle karşılaşmak.
soğuk makas Noun, Machines
sıcak makas Noun, Machines
kesme kutusu Noun, Construction
kesme kuvveti Noun, Mechanics
kayma çerçevesi Noun, Mechanics
shear2 (5). Noun
kayma modülü Noun, Mechanics
kayma direnci, kayma mukavemeti, kayma dayanımı Noun, Mechanics
kayma mukavemeti Noun
kayma direnci, kayma mukavemeti, kayma dayanımı Noun, Mechanics
kayma gerilmesi Noun, Mechanics
kayma yüzeyi Noun, Mechanics
kesme duvarı, perde duvar, deprem perdesi Noun, Construction
kayma dalgası Noun, Mechanics
kayma dalgası hızı Noun, Mechanics