stay

English-Turkish Translation

  1. Maritime Traffic istralya
  2. durmak, kalmak.
    stay at home: evde kalmak.
    stay away: uzak durmak, uzak yerde kalmak, (eve)
    gelmemek.
    stay in: evde kalmak, sokağa çikmamak, izinsiz olmak.
    stay on: biraz daha kalmak.
    stay out: dışarıda kalmak, içeri girmemek.
    stay out all night: geceyi dışarıda geçirmek, bütün gece dışarıda kalmak.
    stay put
    k.d. kımıldamamak, olduğu yerde kalmak.
    stay to/for dinner: akşam yemeğine kalmak.
    Can't you stay a while: Biraz kalamaz mısınız?
    stay well: Hoşça kal, sağlıcakla kal.
    We stayed five days in Paris: Pariste beş gün kaldık.
  3. geçici olarak ikamet etmek.
    stay the night: gecelemek, yatmak, geceyi geçirmek, gece yatısına
    kalmak.
    stay up: yatmamak, uyanık kalmak.
    stay up late: geç vakte kadar yatmamak.
  4. beklemek.
  5. durdurmak.
    stay someone' s hand: birini durdurmak, birine engel olmak.
  6. alıkoymak, bırakmamak, salıvermemek.
    stay one's hand: kendini tutmak, harekete geçmemek.
  7. bastırmak, yatıştırmak, teskin etmek.
  8. önlemek, menetmek.
  9. ertelemek, tehir etmek.
    stay of proceedings: duruşmanın ertelenmesi.
  10. doyurmak, açlığını gidermek.
  11. stay with: dayanmak, (yarışta) direnmek, sebat etmek. This horse cannot stay two miles:
    Bu at iki mil dayanamaz. staying power: dayanma gücü.
  12. stay out: sonuna kadar durmak/kalmak/beklemek.
  13. dur(dur)ma, alıkoyma, alıkonulma, duruş, kalma.
  14. geçici ikamet, ziyaret, kalma.
    a week's stay in Miami.
  15. Law (davayı) erteleme, durdurma, tehir.
  16. direnme, dayanma, sebat.
  17. engel, mania.
  18. destek, dayak, payanda, askı, tutucu şey.
  19. (korse/yaka için) balina.
  20. stay up: desteklemek, payanda ile tutturmak.
  21. maneviyatını kuvvetlendirmek, cesaret vermek.
  22. Maritime Traffic istralya.
  23. istralya ile takviye etmek.
  24. dönmek, tiramola etmek, alabanda edip dönmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

chief stay of one's family
ailesinin baş dayanağı
stay at one's pleasure
emrinde olmak Verb
stay off one's job
görevden istifa etmek Verb
stay one's hand
durdurmak Verb
stay one's hand
engellemek Verb
Stay out of it!
Sen karışma! Sentence, Idioms
Stay out of it!
Sen bu işe burnunu sokma! Sentence, Idioms
Stay out of this!
Sen bu işe karışma! Exclamation, Idioms
Stay out of this!
Sen burnunu sokma! Exclamation, Idioms
stay someone's hand
birini engellemek Verb
stay someone's hand
birinin birşey yapmasını engellemek Verb
stay someone's hand
birini durdurmak Verb
(impersonal passive) to stay
kalınmak Verb
a fortnight's stay
on beş günlük misafirlik
be here to stay
kabul görmek Verb
be here to stay
kabul edilmek Verb
be here to stay
kalıcı olmak Verb
bolt stay
germe
come to stay
yerleşmek.
duration of stay
kalış süresi Noun
excursion fares with minimum 14-day stay
gidilecek yerde en aşağı 14 gün kalmak şartıyla indirimli gezi fiyatı
has come to stay
sürekli kalıcı
have friends to stay
gece yatısına misafiri olmak Verb
holiday stay
tatil de kalınan yer
holiday stay
tatilde kalınan yer
hospital stay
hastanede yatma
hospital stay
hastane yatışı Noun, Medicine
hospital stay
hastanede yatma Noun, Medicine
length of stay
kalma süresi
motion for stay
yürütmeyi durdurma talebi Law
motion for stay
yürütmenin durdurulması talebi Noun, Law
motion for stay
yürütmenin durdurulması istemi Noun, Law
motion for stay
yürütmeyi durdurma istemi Law
overnight stay
geceleme
period of proposed stay
kalınması düşünülen süre
temporary stay
geçici olarak kalma
to make a short stay
kısa süre kalma
touch and stay
limana uğrayıp orada kalmak Verb
transitory stay
geçici kalma
triatic stay
direkler arasına gerilmiş yatay tel veya halat. Noun
stay a judgment
bir kararın yürütmesini durdurmak Verb, Law
stay a ruling
kararın yürütmesini durdurmak Verb, Law
stay a ruling
yürütmeyi durdurmak Verb, Law
stay abroad
yabancı ülkede kalma
stay abroad
yurtdışında kalmak Verb
stay abroad
memleket dışında bir süre kalmak Verb
stay afloat
su yüzünde durmak Verb
stay after school
dersler bittikten sonra okulda kalmak Verb
stay after school
cezaya kalmak Verb
stay alive
hayatta kalmak, sağ kalmak Verb, Biology
stay an action
bir davayı ertelemek Verb
stay an execution
yürütmeyi durdurmak Verb, Law
stay an order
yürütmeyi durdurmak Verb, Law
stay an order
kararın yürütmesini durdurmak Verb, Law
stay around
yanında kalmak Verb
stay around
durmak Verb
stay around
kalıcı olmak Verb
stay around
ayrılmamak Verb
stay around
gitmemek Verb
stay at a health resort
ılıca
stay at a health resort
kaplıca gibi sağlık merkezinde kalma
stay at a hotel
bir otelde kalmak Verb
stay at a hotel
otelde kalmak Verb
stay at home
evde kalmak Verb
stay at home
sürekli evde oturmayı seven kimse
stay at home
dışarı çıkmamak Verb
stay awake all night
sabahlamak Verb
stay away
gelmemek, başka yerde kalmak.
stay away from
ayak basamamak Verb
stay back
dönmek Verb
stay behind
arkada kalmak Verb
stay behind
geride kalmak Verb
stay down in a class
sınıfta kalmak Verb
stay execution
icrayı durdurmak Verb
stay execution
infazı ertelemek Verb
stay execution
hükmü ertelemek Verb
stay firmly in the bargaining basement
fiyatları azami düşürmek Verb
stay for a week at the outside
en çok bir hafta kalmak Verb
stay for supper
akşam yemeğine kalmak Verb
stay for the night at
konmak Verb
stay home
dışarı çıkmamak Verb
stay home
evde kalmak Verb
stay in
dışarı çıkmamak Verb
stay in
evde kalmak Verb
stay in a place temporarily
kalmak Verb
stay in a port
limanda kalma
stay in bed
yataktan çıkmamak Verb
stay in business
iş yapmaya devam etmek Verb
stay in concealment
ortaya çıkmamak Verb
stay in hospital
hastanede kalma
stay in room no . 312
lu odada kalmak Verb
stay in room no . 312
312 no
stay in the house
evde kalmak Verb
stay judgment
bir hükmün uygulanmasını ertelemek Verb
stay laws
infaz erteleme kanunları Noun
stay like post
kazık gibi kalmak Verb
stay no longer than is absolutely necessary
gerektiğinden uzun kalmamak Verb
stay of a petition
bir iflas dilekçesi kararının ertelenmesi
stay of action
davanın ertelenmesi
stay of execution
tehiri icra
stay of execution
infazın ertelenmesi
stay of execution
icranın tehiri
stay of execution
yürütmeyi durdurma Noun, Law
stay of execution
yürütmenin durdurulması Noun, Law
stay of execution fee
yürütmeyi durdurma harcı (Y.D. harcı) Noun, Law
stay of foreclosure of a mortgage
ipotek edilen şeyin borcun tahsili için satılarak paraya tahvilinin ertelenmesi Noun
stay on
çalışmaya devam etmek Verb
stay on
çalışmayı sürdürmek Verb
stay on the beam
telsizde alış durumunda beklemek Verb
stay on the course
kurs izlemek Verb
stay on the job
işinde kalmak Verb
stay one jump ahead of sb
birinden bir hamle önde olmak Verb
stay only a few minutes
birkaç dakika kalmak Verb
stay out
dışarıda kalmak Verb
stay out
geceyi dışarıda geçirmek Verb
stay out late
geç saate kadar dışarıda kalmak Verb
stay out late
geç saate kadar eve dönmemek Verb
stay out of something
birşeye karışmamak Verb
stay out of something
birşeyin dışında kalmak Verb
stay out of something
birşeyden uzak durmak Verb
stay over
gece kalmak Verb
stay over
yatıya kalmak Verb
stay over
geceyi geçirmek Verb
stay overnight
yatıya kalmak Verb
stay overnight
geceyi geçirmek Verb
stay overnight
gece kalmak Verb
stay permit
kalma izni
stay proceedings
kovuşturmayı ertelemek Verb
stay put
bir yere ayrılmamak Verb
stay put
olduğun yerde kal
stay put
kıpırdamamak Verb
stay put
kıpırdamadan durmak Verb
stay rail
istralya yelkeni
stay the course
(güçlüklere rağmen) bir işi sonuna kadar götürmek.
stay the night
gece kalmak Verb
stay the night
yatıya kalmak Verb
stay the night
geceyi geçirmek Verb
stay to dinner
akşam yemeğine kalmak Verb
stay tuned
ayrılmamak Verb, Radio-Television
stay tuned
kanal değiştirmemek Verb, Radio-Television
stay tuned
izlemeye devam etmek Verb, Radio-Television
stay tuned
dinlemeye devam etmek Verb, Radio-Television
stay tuned in
belli bir radyo istasyonunu dinler halde kalmak Verb
stay until evening
akşamlamak Verb
stay up
uyumamak Verb
stay up
yatmamak Verb
stay up
yatağa gitmemek Verb
stay up
uyanık kalmak Verb
stay up for the vacations
(Br) tatilde öğrenci yurdunda kalmak Verb
stay up late
geç saate kadar uyanık kalmak Verb
stay up late
geç saate kadar uyumamak Verb
stay well ahead of supply
talebi karşılıyamamak Verb
stay with friends
arkadaşlarla kalmak Verb
stay with relations
akrabalarında kalmak Verb
stay with sb
biriyle aynı yerde kalmak Verb
application to stay proceedings
kovuşturmanın durdurulması başvurusu
apply for a stay of court proceedings
mahkeme kovuşturmasının durdurulması için başvuruda bulunmak Verb
ask for a stay in execution
icranın tehirini talep etmek Verb
be liable to stay of executions
infazın ertelenmesine maruz kalmak Verb
grant a stay of execution
tehir-i icra kararı vermek Verb
grant a stay of execution
icra kararını durdurmak Verb
grant a stay of executions
infazın ertelenmesi kararı vermek Verb
have leave to stay away from office tomorrow
yarına işe gelmeme izni olmak Verb
have leave to stay away from office tomorrow
yarın işe gelmemek için izni olmak Verb
have to stay indoors
evden dışarı çıkamama durumunda olmak Verb
inquire about terms for a stay at a hotel
bir otelin fiyatları hakkında bilgi edinmek Verb
judgment liable to stay off execution
infazı erteleyebilecek karar Noun, Law
main stay of a business
bir işletmenin belkemiği Noun
make a boy stay in
bir çocuğu cezaya bırakmak Verb
make a stay of some length
epey bir süre kalmak Verb
motion for stay of execution
yürütmenin durdurulması istemi Noun, Law
motion for stay of execution
yürütmeyi durdurma talebi Noun, Law
motion for stay of execution
yürütmenin durdurulması talebi Noun, Law
suspend to stay the yens
kanuni takibatı durdurmak Verb
terminate and stay resident
bitince yerleşik kalan Information Technology
to stay off the proceedings
davanın askıya alınıp ertelenmesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database