surety

  1. Noun, Civil Law kefil
  2. Noun güvence, emniyet, teminat.
  3. Noun kefil, rehine, kefalet.
    go/stand surety for someone: birine kefil olmak.
  4. Noun kesinlik, kat'iyet.
  5. Noun kendine, güven, nefse itimat.
kefil olmak Verb
kefalet vermek Verb
avalli senet
kefil
senet kefili
borç teminatı olarak borç verene verilen hisse veya tahvil gibi ticari evrak
kefil olmak Verb
kefil olmak Verb
garanti teminat akiti
kefalet sözleşmesi
bir teminat şirketi sigortası Noun
borçlu sıfatıyla bir şirketçe verilen bonolar
borçlu sıfatıyla bir şirkete verilen bonolar
bir kefili ibra etmek Verb
kefil bulmak Verb
senede kefil bulmak Verb
kefalet temin etmek Verb
sağlam kefalet
müteselsil kefil
birlikte kefalet
ortak kefalet
adi kefil
kişisel garanti
şahsi kefalet
kişisel garanti ya da kefil
kişisel kefil
ana kefalet
kefaletin serbest bırakılması
kefaletin serbest bırakılmaksı
kefalete başvurmak Verb
kefil olmak Verb
sağlam kefalet
sağlanca, teminat akçesi/mektubu.
kefalet kabulü
kefaletname
kefalet
(US) kefalet bonosu Noun
kefalet sigortası Noun
kefalet komisyonu
teminat kredisi
bir borç için kefalet
kefalet sigortası Noun
(bilanço) kefalet yüzünden uğranan zararlar Noun
kefalet sorumluluğu
senede kefil olmak Verb
bir senede kefil olmak Verb
kefalet senedi vermek Verb
kefil olmak Verb
birine kefil olmak Verb
bir senede kefil olmak Verb
bir meblağın ödenmesine kefalet etmek Verb