tedirgin

Turkish-English Translation

  1. worried
  2. Adjective anxious
  3. Adjective nervous
  4. uncomfortable
  5. scared
  6. uneasy
  7. tense
  8. troubled
  9. apprehensive
  10. edgy
  11. jumpy
  12. Adjective ill at ease
  13. on the jump
  14. on a knife edge
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

tedirgin edici
anxious Adjective
tedirgin edici
off base
tedirgin edici
scary
tedirgin edici duygu
uncomfortable feeling
tedirgin edilmek
to be beset by sth Verb
tedirgin edilmemek için kapıyı kapamak
to sport one's oak Verb
tedirgin etme
harassment Noun
tedirgin etmek
to besiege Verb
tedirgin etmek
to tease Verb
tedirgin etmek
to derange sb Verb
tedirgin etmek
to ruffle Verb
tedirgin etmek
to perturb Verb
tedirgin etmek
to vex Verb
tedirgin etmek
to discontent Verb
tedirgin etmek
to disturb Verb
tedirgin etmek
to unsettle Verb
tedirgin etmek
to make someone feel ill at ease Verb
tedirgin etmek
to disquiet Verb
tedirgin etmek
to molest Verb
tedirgin olmak
to chafe Verb
tedirgin zamanlar
unquiet times Noun
(borsa) tedirgin görünümde olmak
to give an uneven performance Verb
alışılmış yaşam biçiminde tedirgin edici değişiklik
dislocation
bir şey tedirgin etmek
to have something on one's mind Verb
biraz tedirgin görünmek
to show some perturbation Verb
birini işindeyken tedirgin etmek
to trouble someone at work Verb
birini tedirgin etmek
to put someone to inconvenience Verb
birini tedirgin etmek
to trouble sb Verb
birini tedirgin etmemek
to leave someone in peace Verb
çevreyi tedirgin eden ve kanunsuz hareketlerin yapıldığı ev
disorderly house Noun, Law
çok tedirgin durumda olmak
to be in troubled mind Verb
içip etrafı tedirgin eder durumdaki kişi
drunk and disorderly
kamuoyunu tedirgin etme vergisi
nuisance tax
kiracının tedirgin edilmeksizin hakkını tasarruf etmesine izin vermek
to allow the lessee quiet enjoyment Verb
umumu ya da kişiyi tedirgin eden
abate a nuisance
vicdanıni tedirgin eden bir şeyi olmak
to have something on one's conscience Verb
vicdanını tedirgin eden bir şeyi olmak
to have something on one's conscience Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Rahatı ve huzûru kaçmış
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.