vortex

  1. Noun burgaç, girdap.
  2. Noun kasırga.
  3. Noun önüne geçilmez durum, girdaba kapılmış gibi önlenemeyen/ kontrol edilemeyen olay, felaket, âfet.
    The
    two nations were unwillingly drawn into the vortex of war.
  4. Noun Descartes felsefesinde sonradan evreni oluşturan burgaçlı kozmik kütle.
sosyal yaşamın göbeği
girdap halkası Noun
su türbini
su çarkı
siyasetin çevrintisine çekilmek Verb