would

English-Turkish Translation

  1. Verb (bkz: will )
    (geç.z.&s.f.).
  2. Verb istemek, dilemek, temenni etmek, arzulamak.
    I would it were true: Doğru olmasını temenni ederim.

    would he were here! Keşke burada olsaydı!
  3. Verb nazikâne ifadelerde
    will yerine kullanılır:
    would you be so kind: Lütfen, … lûtfunda bulunur musunuz?
  4. Verb yardımcı fiil olarak şu anlamları taşır: (a)

    istek, arzu.
    He would like to read:
    Okumak istiyor. (b)

    koşul, şart.
    He would help if he were here: Burada olsaydı yardım ederdi. (c)

    gelecek zaman.
    He kept searching for something that would cure him: Kendisini iyi edecek ilâcı arayıp durdu. (d)

    azim, karar.
    He would not go: Gitmeyecekti, gitmemekte kararlı idi. (e)

    olasılık    .
    Letting him to speak would cause serious trouble: Konuşmasına izin vermek önemli zorluklara yol açabilirdi. (f)

    tercih.
    We would have you succeed rather than fail: Başarmanızı tercih ederiz. (g)

    rica, dilek.
    would you give us a call? (Lütfen) bize telefon eder misiniz? (h)

    âdet, alışkanlık.
    We would ride together each day: Her gün beraber ata binerdik. (i)

    seçenek.
    He would never go if he could help it: Elinden gelse kat'iyen gitmezdi. (j)

    belirsizlik.
    It would seem to be wrong: Yanlış gibi görünüyor/yanlışa benziyor.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

I'd like that.
Tabii, yapalım. Sentence
I'd like that.
İyi olur. Sentence
I'd like that.
Ne güzel olur. Sentence
I'd like that.
Olur tabii. Sentence
I'd like that.
Memnun olurum. Sentence
I'd like to.
Tabii, yapalım. Sentence
I'd like to.
İyi olur. Sentence
I'd like to.
Ne güzel olur. Sentence
I'd like to.
Olur tabii. Sentence
I'd like to.
Memnun olurum. Sentence
we had, we should, we would
(kısaltılmış şekli).
would be
sözde
would be borrower
kredi isteyen girişimci
would be heir
gelecekteki mirasçı
would better
daha iyisi.
Would it help?
İşe yarar mı?
Would it kill you to ...?
...sen ölür müsün?
would just as soon
tercihen, en iyisi, bari.
I would sooner not go: Ben gitmesem daha iyi; gitmemeyi tercih ederim.

I really don't want to go there. I'd just as soon turn around and go back: Cidden oraya gitmek istemiyorum, en iyisi geri döneyim.
Death sooner than slavery: Ölüm esaretten yeğdir.
I would sooner die: Ölürüm de bunu yapmam.
would not put it past somebody (to do something)
(bir kimsenin bir şeyi yapacağına) inanmak, ihtimal vermek, sanmak.
I wouldn't put it past him to
cheat at cards: Onun iskambilde hile yapacağına inanırım (pekâlâ hile yapar).
would rather
tercihan.
Which would you rather do, go to the cinema or stay at home? Hangisini tercih edersin:
sinemaya gitmeyi mi, yoksa evde kalmayı mı?
would that
keşke.
would that we had seen her before she died: Keşke onu ölmeden önce görebilseydik.
would that it hadn't happened
olmaz olaydı !
would you note that please
lütfen şunu not edermisiniz ?
would you say that again
buyur buyrun
would/had sooner
tercihen, en iyisi, bari.
I would sooner not go: Ben gitmesem daha iyi; gitmemeyi tercih ederim.

I really don't want to go there. I'd just as soon turn around and go back: Cidden oraya gitmek istemiyorum, en iyisi geri döneyim.
Death sooner than slavery: Ölüm esaretten yeğdir.
I would sooner die: Ölürüm de bunu yapmam.
an early reply would oblige us
lütfen acele cevaplandırmak rınız
as chance would have it, ...
tesadüf bu ya, ... Adverb
as chance would have it, ...
şansa bak ki, ... Adverb
as chance would have it, ...
şans eseri, ... Adverb
as fate would have it, ...
kaderin cilvesine bakın ki, ... Adverb
as fate would have it, ...
kader bu ya, ... Adverb
as fortune would have it, ...
şans bu ya, ... Adverb
as fortune would have it, ...
şu işe bakın ki, ... Adverb
as fortune would have it, ...
şans eseri, ... Adverb
as luck would have it, ...
şans bu ya, ... Adverb
as luck would have it, ...
şu işe bakın ki, ... Adverb
as luck would have it, ...
şansa bak ki, ... Adverb
as luck would have it, ...
şans eseri, ... Adverb
as my luck would have it
şansıma Adverb
As you would appreciate, …
Takdir edersiniz ki, … Noun
he implied that he would come
geleceğini ima etti
How would I know?
Ne bileyim?
How would you like
(a) fikrin(iz)/düşüncen(iz)/mütalean(ız) nedir? …'i nasıl buluyorsun(uz)?
How do you like the idea/my
dress? (b) ister misin(iz)? arzu eder misin(iz)? …'e ne buyurulur?
How would you like a holiday? (c) beğeniyor/hoşlanıyor musun(uz)?
How do you like you new job? Yeni işinden hoşlanıyor musun (memnun musun)?
I wonder whether you would mind helping me
acaba bana yardım eder miydiniz ?
I would have you know that
bilmek liniz ki ...
I would like to...
...isterim
I would sooner
gitmektense burada kalmayı tercih ederim
it would be best of all if he resigned
en iyisi istifa etmek olurdu
It would not come amiss.
Gayet iyi gider. Sentence
It would not come amiss.
İyi olur. Sentence
It would not come amiss.
Hiç fena olmaz. Sentence
It would not come amiss.
İyi gider. Sentence
It would not come amiss.
Hiç de fena olmaz. Sentence
It would not come amiss.
Gayet iyi olur. Sentence
It would not come amiss.
Yakışır. Sentence
It would not go amiss.
Hiç de fena olmaz. Sentence
It would not go amiss.
Yakışır. Sentence
It would not go amiss.
Gayet iyi olur. Sentence
It would not go amiss.
Hiç fena olmaz. Sentence
It would not go amiss.
İyi gider. Sentence
It would not go amiss.
Gayet iyi gider. Sentence
It would not go amiss.
İyi olur. Sentence
it would seem so
galiba öyle = öyle görünüyor = öyle gibi.
It would seem that
Görünüşe/anlaşıldığına göre.
the best of all would be for him to resign
en iyisi istifa etmek olurdu
what would be a convenient time for you
ne zaman müsait olursunuz ?
What would you do if you were me?
Benim yerimde olsan ne yapardın?
What would you do if you were me?
Sen olsan ne yapardın?
Who would have thought that ...?
Kim derdi ki ...?
Why would you do such a thing?
Niye böyle birşey yaptın ki?
You would appreciate that …
Takdir edersiniz ki, … Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database