yükseltmek

Turkish-English Translation

  1. rise
  2. enhance
  3. boost
  4. bump
  5. erect
  6. Verb, Information Technology to promote (to)
  7. Verb, Information Technology to raise (to)
  8. Verb to balloon
  9. up
  10. run
  11. Verb to dignify
  12. Verb to elevate
  13. Verb to ennoble
  14. Verb to erect
  15. Verb to exalt
  16. Verb to heave
  17. Verb to heighten
  18. Verb to hoist
  19. Verb to rear
  20. Verb to up
  21. Verb to upspring
  22. sublime
  23. Verb to add
  24. Verb to escalate
  25. Verb to increase
  26. Verb to promote
  27. Verb to raise
  28. step up
  29. bump up
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

faiz yükseltmek
to hike rates Verb, Economics
faiz yükseltmek
to hike interest rates Verb, Economics
faiz yükseltmek
to increase interest rates Verb, Economics
oto koltuğu yükseltici
booster seat Noun, Child Care
yükseltici oto koltuğu
booster seat Noun, Child Care
yükseltme
upgrade Noun, Software
% 10 gelir vergisini yükseltmek
to scale up income tax 10 % Verb
(açık artırma) fiyatı yükseltmek
to run up the bidding Verb
(borsa) (US) menkul değer fiyatlarını yükseltmek
to lift the top Verb
(borsada fiyatlar) yükseltmek
to pick up strength Verb
(fiyat , kira) aşırı yükseltmek
to rack Verb
(fiyat) yükseltmek
to push up Verb
(fiyat) yükseltmek
to hike Verb
(fiyatlar) yükseltmek
to force up Verb
(ses) yükseltmek
to set up Verb
(vites) yükseltmek
to change up Verb
'a kadar yükseltmek
to mount to Verb
aniden yükseltmek
to bump something up Verb
banka iskonto haddini yükseltmek
to raise the bank rate Verb
bankaların kredi miktarını yükseltmek
to increase the borrowings at the bank Verb
belli bir standarda yükseltmek
to level up Verb
bir fiyatı yükseltmek
to raise a fas Verb
bir kiracının kirasını yükseltmek
to raise a lodger's rent Verb
bir sayıyı bir sayının kuvvetine yükseltmek
to raise something to the power of something Verb, Mathematics
bir tarifeyi yükseltmek
to raise a tariff Verb
bir vergiyi yükseltmek
to put up a tax Verb
birini bir yere yükseltmek
to promote someone to something Verb
birşeyin değerini yükseltmek
to send up something Verb
birşeyin fiyatını yükseltmek
to send up something Verb
borsa da fiyatları yükseltmek
to boom the market Verb
borsada fiyatları yükseltmek
to turn bull Verb
borsada hisse senetlerini suni olarak yükseltmek
to balloon Verb
borsada spekülasyon amacıyla hisse fiyatlarını yükseltmek
to buy for a rise Verb
çalışma moralini yükseltmek
to boost the morale Verb
çek üzerindeki rakamı yükseltmek
to raise a cheque Verb
çıtayı yükseltmek
to raise the bar Verb
dalıştan sonra uçağı birden dikine yükseltmek
to zoom Verb
değerini yükseltmek
to improve Verb
emeklilik maaşını yükseltmek
to put up the rate of pension Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek
to lift tax bands in line with inflation Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek
to lift the tax bands in line with inflation Verb
faiz oranını yükseltmek
to raise the interest Verb
faiz oranını yüzde yediden sekize yükseltmek
to raise the interest from 7 percent to 8 percent Verb
faiz oranlarını yükseltmek
to raise the interest rates Verb
faiz oranlarını zorla yükseltmek
to force the interest rates up Verb
fiyat teklifini yükseltmek
to bid up the price Verb
fiyat yükseltmek
to bid up Verb
fiyat yükseltmek
to advance the price Verb
fiyat yükseltmek
to increase in price Verb
fiyatı yükseltmek
to put up a price Verb
fiyatı yükseltmek
to enhance in price Verb
fiyatı yükseltmek
to advance the price Verb
fiyatı yükseltmek
to go up in fas Verb
fiyatı yükseltmek
to push up the fas Verb
fiyatları durmadan yükseltmek
to pyramid prices Verb
fiyatları kanuna aykırı olarak yükseltmek
to force up prices Verb
fiyatları kanuna aykırı olarak yükseltmek
to force up fass Verb
fiyatları yükseltmek
to markup on prices markup Verb
fiyatları yükseltmek
to screw up rrps Verb
fiyatları yükseltmek
to raise prices Verb
fiyatları yükseltmek
to put up fass Verb
fiyatları yükseltmek
to level up fass Verb
fiyatları yükseltmek
to boost prices Verb
fiyatları yükseltmek
to lift prices Verb
fiyatları yükseltmek
to scale up prices Verb
fiyatları yükseltmek
to send prices up Verb
fiyatları yükseltmek
to boom the market Verb
fiyatları yükseltmek
to rig up the prices Verb
fiyatları yükseltmek
to drive up the prices Verb
fiyatları yükseltmek
to jack fass Verb
fiyatları zorla yükseltmek
to force prices up Verb
fiyatların düzeyini yükseltmek
to raise the level of prices Verb
gelir vergisini yükseltmek
to scale up income tax Verb
geliri yükseltmek
to raise revenu Verb
gelirini yükseltmek
to make up one's income Verb
harcı yükseltmek
to raise a fee Verb
hayat standardını yükseltmek
to raise the standard of living Verb
hisse senedi fiyatını yükseltmek
to boom a stock Verb
iskonto oranını yükseltmek
to raise the discount rate Verb
iskonto oranını yükseltmek
to raise the discount Verb
iskonto oranını yükseltmek
to raise the discount (rate) Verb
itibarını yükseltmek
to aggrandizement Verb
kalitesini yükseltmek
to rarefy Verb
kirayı yükseltmek
to put up the rent Verb
konjonktürü alabildiğine yükseltmek
to ride the economy at full gallop Verb
limiti yükseltmek
to raise the limit Verb
maaşı yükseltmek
to raise the salary Verb
maliyetleri yükseltmek
to run up the costs Verb
malların fiyatını yükseltmek
to puff up goods Verb
malların fiyatlarını yükseltmek
to puff up goods Verb
malların fiyatlarını yükseltmek
to enhance the prices of goods Verb
malların maliyetini yükseltmek
to increase the cost of goods Verb
masraflarını yükseltmek
to increase one's expenses Verb
meskûkâtın altın ayarını yükseltmek
to appreciate the coinage Verb
meskûkâtın gümüş ayarını yükseltmek
to appreciate the coinage Verb
mevkiini yükseltmek
to set up Verb
moralini yükseltmek
to boost the morale Verb
nominal değerini yükseltmek
to raise the face value Verb
petrol üretimini yükseltmek
to oil spigot Verb
petrol üretimini yükseltmek
to turn on the oil spigot Verb
primi yükseltmek
to raise the premium Verb
rütbesini yükseltmek
to promote Verb
sabit fiyatı yükseltmek
to fixed price lifting Verb
şahsi kredi alma sınırıni yükseltmek
to raise the limit on personal loans Verb
şahsi kredi alma sınırını yükseltmek
to raise the limit on personal loans Verb
serbest ticaret standardını yükseltmek
to raise the standard of free trade Verb
sesini yükseltmek
to elevate one's voice Verb
sesini yükseltmek
to raise your voice Verb
seviye yükseltmek
to upgrade the level Verb
seviyeyi yükseltmek
to upgrade the level Verb
sınırı yükseltmek
to raise the limit Verb
takdir edilen vergiyi yükseltmek
to raise an estimated assessment Verb
tarifeyi yükseltmek
to increase the tariff Verb
tarifeyi yükseltmek
to raise a tariff Verb
temettü miktarını yükseltmek
to raise the dividend Verb
toplumun ahlak standardını yükseltmek
to raise the moral standard of the community Verb
ücretleri % 6 yükseltmek
to scale up wages by 6 % Verb
ücretleri yükseltmek
to raise wages Verb
UP fiyatları yükseltmek
to jack Verb
vergi oranını yükseltmek
to put up the rate of tax Verb
vergi oranını yükseltmek
to raise the tax rate Verb
vergileri yükseltmek
to increase taxes Verb
vergileri yükseltmek
to raise taxes Verb
vergiyi yükseltmek
to raise a tax Verb
verimini yükseltmek
to up its output Verb
vites yükseltmek
to cahnge up Verb
vites yükseltmek
to gear up Verb
voltajı yükseltmek
to assist the voltage Verb
yeniden iskonto oranını yükseltmek
to raise the rediscount rate Verb
yönetcilik mevkisine yükseltmek
to move to an executive position Verb
yönetici kadronun standartlarını yükseltmek
to upgrade one's executive personnel standards Verb
açık artırmada fiyat yükseltmek için artırma
puffing
fiyatı yükseltmek suretiyle primin artırılması
uplifting
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.