yaşam

English Turkish Phrases

(see) “ YAŞAM
yaşamöyküsü
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. life
  2. existence
  3. living
  4. survival
  5. lifetime
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

yaşam bulguları
vital signs Noun, Medicine
yaşam koçluğu
life coaching Noun
yaşam koçu
life coach Noun
basit yaşam
simple life
bitkisel yaşam
vegetative state Noun, Medicine
bu tür bir yaşam
idyl
cinsel yaşam
sex life Noun
fırtınalı yaşam
stormy life
gündelik yaşam
daily life Noun
iyi talihe ek olarak lüks yaşam
jam on it
komünal yaşam
communal life
lüks yaşam
high-style living
ölümden beter yaşam
living death
özel yaşam
inner life
özel yaşam
private life
sağlıklı yaşam
healthy way of living
sınırlı yaşam
limited life
sosyal yaşam
social life Noun, Sociology
soylu yaşam
life peer
standart yaşam
standard life
tekdüze yaşam
humdrum existence
uyumlu ortak yaşam
intercommunity
yoksul yaşam
poor living
yaşam (ile) ve canlı şeylerle ilgili
bio
yaşam ağacı
tree of life (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
yaşam alanı
lebensraum (Alm.)
yaşam alanı
living space Noun, Architecture
yaşam alanı
habitat Noun, Biology
yaşam alanı
living quarters Noun, Architecture
yaşam alanı
habitat (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
yaşam alanı
living area Noun, Architecture
yaşam alışkanlıkları
living habits Noun
yaşam belirtileri
vital signs Noun
yaşam biçimi
life pattern
yaşam biçimi
life style
yaşam biçimi
psychographics
yaşam biçimi ve başka niteliklerinin tanımlanması
consumer profile
yaşam boyu sigorta
straight (whole) life insurance
yaşam destek sistemi
life-support system Noun, Medical Equipment
yaşam destek sistemi
life-support machine Noun, Medical Equipment
yaşam destek sistemi
YANLIŞ: life-support unit Noun, Medical Equipment
yaşam destek ünitesi
life-support system Noun, Medical Equipment
yaşam destek ünitesi
life-support machine Noun, Medical Equipment
yaşam destek ünitesi
YANLIŞ: life-support unit Noun, Medical Equipment
yaşam döngüsü
life cycle Noun, Environment-Ecology
Yaşam Döngüsü Analizi
Life Cycle Analysis Noun
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
Life Cycle Assessment Noun
yaşam enerjisi
vivacity Noun
yaşam enerjisi
vitality Noun
yaşam etkisi yaratılması
animation
yaşam geçirmek
to lead a life Verb
yaşam gereksinimleri
wants of life Noun
yaşam gereksinimleri için gerekli olan asgari gelir
poverty line
yaşam gücü
(Fr.) elan vital
yaşam gücü
vital force
yaşam hakkı
right to life Noun, Rights-Freedoms
yaşam için gerekli ev eşyası
household essential Noun
yaşam kalitesi
quality of living Noun, Sociology
yaşam kalitesi
quality of life Noun, Sociology
yaşam koşulları
living conditions Noun
yaşam koşulları
conditions of life Noun
yaşam koşulları
conditions of living Noun
yaşam koşullarının düzelmesi
improvement of the living conditions
yaşam maliyeti endeksi
cost of living index
yaşam ölüm sorunu
matter of life and death
yaşam öpücüğü
kiss of like
yaşam ortamı
habitat Noun, Environment-Ecology
yaşam öyküsü
biography
yaşam öyküsü
life history
yaşam öyküsü
memoir
yaşam öyküsü
life history (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
yaşam öyküsü yazarı
biographer
yaşam savaşı
struggle to survive
yaşam savaşı
struggle for life
yaşam savaşı
battle of life
yaşam savaşı vermek
to struggle for survival Verb
yaşam savaşı vermek
to struggle for life Verb
yaşam standardı
standard of life Noun
yaşam standardı
living standard Noun
yaşam standardı
standard of living Noun
yaşam süresi
life time
yaşam süresi
life span
yaşam süresi
race
yaşam süresi kuramı
life- cycle hypothesis
yaşam süresinin uzunluğu
longevity Noun
yaşam sürmek
to live Verb
yaşam sürmek
to lead a life Verb
yaşam tarzı
way of life Noun, Sociology
yaşam tarzı
lifestyle Noun, Sociology
yaşam tarzı
lifestyle Noun, Sociology
(Greek) yaşam yokluğu
abiosis
alışılmış yaşam biçiminde tedirgin edici değişiklik
dislocation
bir organizmanın yaşam süresi
life cycle
bir toplumun yaşam biçimi
culture
bir yaşam biçimine uygun yaşamak
to follow a way of life Verb
birinin yaşam öyküsünü yazmak
to write sb's life Verb
devlet yaşam sigortası
government life insurance Noun
doğal yaşam ortamını koruma
habitat protection
düşük yaşam standardı
low standard of living
düşük yaşam standartı
low standard of living
düzensiz yaşam sürmek
to lead disorderly life Verb
hiçbir şeye aldırmayan yaşam tarzı
happy- go-lucky fashion
iyi bir yaşam sürmek
to live a good life Verb
kâra iştirak halinde yaşam sigortası
to participate life contract Noun
kâra iştirak halinde yaşam sigortası
participating life contract Noun
kötü bir yaşam biçimi
dog's life
kötü şöhretli bir yaşam sürmek
to lead a disreputable life Verb
mutlu bir yaşam sürmek
to lead a happy life Verb
namuslu yaşam süren
clean living
normal bir yaşam sürmek
to live a normal life Verb
olası yaşam süresi
life expectancy
ortalama yaşam süresi
average life span
renkli bir yaşam sürmek
to live Verb
sabit süreli yaşam sigortası sözleşmesi
term policy
saygın bir yaşam sürmek
to walk the chalk Verb
sergen yaşam süresi
shelf life Information Technology
şöhretine uygun bir yaşam sürmek
to live up to one's reputation Verb
toplam yaşam sigortası primi
life rate
tüm yaşam boyu sigorta poliçesi
whole-of-life policy
yenilenebilir yaşam sigortası
renewable term (life) insurance Noun
yoğun ve yorucu bir yaşam sürmek
to lead a strenuous life Verb
Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı
European Foundation for the Improvements of Life and Working Conditions
Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı
European Foundation for the Improvement of Living and Working Conditions
Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı
European Foundation for the Improvement of Life and Working Conditions
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hayat, canlılık, dirilik
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.