zoom

  1. Verb vınlamak, vızıldamak.
  2. Verb (uçak) birdenbire dikine havalan(dır)mak/yüksel(t)mek/tırman(dır)mak.
    The airplane zoomed.
  3. Verb şiddetle/hızla atılmak/ saldırmak.
  4. Verb hızla/süratle yükselmek, fırlamak.
    Prices zoomed.
  5. Verb, Photography imgeyi büyütmek, optik düzenle cismi yakın gibi göstermek.
  6. Noun ânî yükseliş/havalanma/tırmanış.
  7. Noun vınıltı, vızıltı.
  8. Noun
    zoom lens ile ayni anlama gelir. yaklaştırıcı/resmi büyütücü mercek.
dijital yakınlaştırma Noun, Photography
optik yakınlaştırma Noun, Photography
Yakınlaştırmak Verb, Information Technology
büyütmek Verb, Information Technology
(film ya da televizyon kamerasında) çekim değiştirmeden
büyütmek Verb, Information Technology
uzak ya da orta kamera pozisyonundan hızla yakın plana gelmek Verb
yaklaştırmak Verb, Information Technology
zoom ile ayni anlama gelir. yaklaştırıcı/resmi büyütücü mercek.
zoom objektif Noun, Photography
küçültmek Verb, Information Technology
uzaklaştırmak Verb, Information Technology
en yüksek noktaya çıkmak Verb
zoom lens Noun, Photography