zorunlu

Turkish-English Translation

  1. inevitable
  2. urgent
  3. compulsory
  4. Information Technology mandatory
  5. forced
  6. bound
  7. stringent
  8. Information Technology imperative
  9. vested
  10. obligatory
  11. incumbent
  12. positive
  13. peremptory
  14. Adjective imperious
  15. bounden
  16. fain
  17. compulsory cession
  18. necessitous
  19. indispensable
  20. necessary
  21. necessitative
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Kamu yönetimi ve savunma; zorunlu sosyal güvenlik (NACE kodu: 84)
Public administration and defence; compulsory social security (NACE code: O84) Noun, Trades-Professions
Kamu yönetimi ve savunma; zorunlu sosyal güvenlik (NACE kodu: O)
Public administration and defence; compulsory social security (NACE code: O) Noun, Trades-Professions
Motorlu Taşıtlar Açısından Hukuki Sorumluluğa Karşı Zorunlu Sigortaya Dair Avrupa Sözleşmesi
European Convention on Compulsory Insurance Against Civil Liability in Respect of Motor Vehicles Noun, International Law
zorunlu karşılıklar
statutory reserves Noun, Banking
zorunlu karşılıklar
statutory reserve requirement (SRR) Noun, Banking
Zorunlu sosyal güvenlik faaliyetleri (NACE kodu: 84.3)
Compulsory social security activities (NACE code: O84.3) Noun, Trades-Professions
Zorunlu sosyal güvenlik faaliyetleri (NACE kodu: 84.30)
Compulsory social security activities (NACE code: O84.3.0) Noun, Trades-Professions
herkes için zorunlu
generally binding
yapılması zorunlu
statutory
yapılması zorunlu
bounden
zorunlu (mübrem ihtiyaç
imperious necessity
zorunlu açıklama
mandatory disclosure
zorunlu aidat
compulsory contribution
zorunlu alıkoyma (akıl hastanesinde
compulsory detention
zorunlu aşılama
compulsory vaccination
zorunlu askerlik
compulsory military service Noun, Military
zorunlu askerlik
conscription
zorunlu askerlik
compulsory military service Noun, Military
zorunlu askerlik hizmeti
compulsory military service
zorunlu bağış
mandatory grant
zorunlu beyan
mandatory declaration Noun, International Law
zorunlu bütçeleme
compulsory budgeting
zorunlu dava ortaklığı
privies in law
zorunlu değilsiniz
you are under no obligation
zorunlu ders
required course Noun, Education-Training
zorunlu devir ve temlik
compulsory cession
zorunlu eğitim
compulsory schooling
zorunlu eğitim
compulsory education
zorunlu emekliye ayırma
mandatory retirement
zorunlu emekliye sevk etme
compulsory retirement on a pension
zorunlu fesih
compulsory dissolution
zorunlu gereksinim
imperative need
zorunlu göç
forced emigration Noun, Politics-Intl. Relations
zorunlu göç
forced migration Noun, International Law
zorunlu görev
imperative duty
zorunlu görev
bounden duty
zorunlu hale getirmek
to compel Verb
zorunlu hale getirmek
to force Verb
zorunlu hallerde
if strictly necessary Adverb
zorunlu hallerde
if unavoidable Adverb
zorunlu harç
compulsory levy
zorunlu harç (resim , vergi
compulsory levy
zorunlu harcama
compulsory expenditure
zorunlu hisse satışı
forced selling
zorunlu hizmet
compulsory service
zorunlu ihbar
compulsory notification
zorunlu ihtiyaç
necessity Noun
zorunlu ikraz
compulsory loan
zorunlu iniş
crash landing
zorunlu iniş
forced landing Noun, Transport
zorunlu iniş yapmak
to force- land Verb
zorunlu iniş yapmak
to crash- land Verb
zorunlu iş
compulsory landing
zorunlu işsizlik
layoff
zorunlu iştirak
compulsory contribution
zorunlu izin belgesi
compulsory licence
zorunlu kapanış
force closure
zorunlu karşılık oranı
statutory reserves Noun, Banking
zorunlu karşılık oranı
statutory reserve requirement (SRR) Noun, Banking
zorunlu katkı
compulsory contribution
zorunlu kaybolma
forced disappearance Noun, Rights-Freedoms
zorunlu kayıt
compulsory registration
zorunlu kılavuz alma
compulsory pilotage
zorunlu kılavuzluk
compulsory pilotage
zorunlu kılmak
to make it necessary Verb
zorunlu kılmak
to necessitate Verb
zorunlu kılmak
to force Verb
zorunlu kılmak
to oblige Verb
zorunlu kılmak
to compel Verb
zorunlu kısırlaştırma
forced sterilization
zorunlu koşullar
compulsory clauses Noun
zorunlu kulanım
compulsory usage
zorunlu kullanım
compulsory usage
zorunlu lisans
compulsory licence
zorunlu müdahale
necessary interference
zorunlu neden
imperative reason
zorunlu neden
causa sine qua non
zorunlu öğretim
compulsory education (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
zorunlu öğretim sonrası öğretim
post-compulsory education (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
zorunlu okula başlama yaşı
compulsory school age
zorunlu olarak
compulsory
zorunlu olarak
perforce
zorunlu olarak
necessarily Adverb
zorunlu olarak
essentially Adverb
zorunlu olarak
compulsorily
zorunlu olarak alınması gereken ders
compulsory subject
zorunlu olarak patent almak
to acquire a patent compulsorily Verb
zorunlu olarak yeri değiştirilmiş
forcibly displaced
zorunlu olduğundan fazlasını yapmak
to go beyond one's duty Verb
zorunlu olması halinde
if strictly necessary Adverb
zorunlu olması halinde
if unavoidable Adverb
zorunlu olmayan
optional
zorunlu olmayan harcama
non-compulsory expenditure
zorunlu olmayan harcamalar
discretionary spending
zorunlu olmayan sigorta
non-mandatory insurance
zorunlu onay
obligatory approval
zorunlu önlemler
compulsory measures Noun
zorunlu organlar
mandatory bodies Noun
zorunlu oy verme
compulsory voting
zorunlu resim
compulsory levy
zorunlu ruhsat
compulsory licence license
zorunlu ruhsat
compulsory licence
zorunlu sanayileştirme
forced-draft industrialization
zorunlu şartlar
mandatory requirements Noun
zorunlu satış
compulsory sale
zorunlu satış
forced sale
zorunlu sendika üyeliği
compulsory union membership
zorunlu sigorta
compulsory insurance
zorunlu tahkim
compulsory arbitration Noun, Law
zorunlu tahkim şartı
compulsory submission Noun, Arbitration
zorunlu tasarruf
compulsory saving
zorunlu tasarruf
forced saving
zorunlu tasarruf
compulsory savings
zorunlu tasarruf planı
compulsory deposit scheme
zorunlu tasarruflar
forced savings Noun
zorunlu tasfiye
compulsory liquidation
zorunlu tasfiye
compulsory realization
zorunlu tasfiye
forced liquidation
zorunlu teftiş
obligatory inspection
zorunlu tescil
obligatory registration
zorunlu tescil
compulsory in corporation
zorunlu tescil
compulsory registration
zorunlu tescili
compulsory registration
zorunlu tıbbi muayene
compulsory medicial examination
zorunlu tıbbi muayene
compulsory medical examination
zorunlu toplumsal gereksinim
pressing social need Noun, Rights-Freedoms
zorunlu trafik sigortası
compulsory traffic insurance Noun, Insurance
zorunlu tutmak
to compel Verb
zorunlu üçüncü şahıslara karşı sigorta
compulsory insurance against third-party risks
zorunlu üye
compulsory member
zorunlu üye sayısı mevcut olan
quorate
zorunlu üyelik
compulsory membership
zorunlu uzlaşma
compulsory settlement
zorunlu uzlaşma
composition order
zorunlu vasiyet
vested legacy
zorunlu vergi
compulsory levy
zorunlu ya da kanuni tahkim
compulsory arbitration
zorunlu yargı yetkisi
compulsory jurisdiction Noun, International Law
zorunlu yatırım
obligatory investment
zorunlu yazanaklar
mandatory reports Noun
zorunlu yedekler
required reserves Noun
zorunlu yer değiştirme
forced displacement Noun, Politics-Intl. Relations
(sendika) zorunlu üyelik anlaşması
maintenance agreement
(üniversite) alınması zorunlu derslere kaydolmak
to keep one's terms Verb
alınması zorunlu ders
compulsory subject
bildirilmesi zorunlu hastalıklar
notifiable diseases Noun
bildirilmesi zorunlu hastalıklar
notifiable disease
bildirimi zorunlu hastalık
notifiable disease Noun, Medicine
bir anlaşmayı zorunlu duruma getirmek
to bind an agreement Verb
bir sendikaya zorunlu üyelik
compulsory unionship
bir uçağa zorunlu iniş yaptırmak
to force down something Verb
birşey yapmayı zorunlu addetmek
to consider it necessary to do something Verb
birşeyi yapmanın zorunlu olduğunu düşünmek
to consider it necessary to do something Verb
birşeyi yapmaya zorunlu olmak
to have to do something Verb
birşeyi yapmayı zorunlu görmek
to consider it necessary to do something Verb
birşeyi zorunlu kılmak
to provide that Verb, Law
birşeyin yapılmasını zorunlu addetmek
to consider it necessary to do something Verb
birşeyin yapılmasını zorunlu görmek
to consider it necessary to do something Verb
birşeyin yapılmasının zorunlu olduğunu düşünmek
to consider it necessary to do something Verb
bulundurulması gereken zorunlu izin belgesi
compulsory license
genel zorunlu askerlik
universal military camp
kanunen zorunlu durumda olmak
to be bound by law Verb
kanunen zorunlu kılınan kontrol
compulsory supervision
kılavuz almanın zorunlu olması
compulsory pilotage
meydana gelmesi zorunlu olmak
to inhere Verb
okula zorunlu devam
compulsory school attendance
oluşu zorunlu olmak
to inhere Verb
riayet edilmesi zorunlu olmayan yönerge
discretionary clause
riayet edilmesi zorunlu olmayan yönerge
discretionary provision
sendikaya zorunlu üyelik
compulsory unionship
soyluluk zorunlu kılar
(Fr.) noblesse oblige
tanığın bulunmasını zorunlu kılmak
to compel the attendance of a witness Verb
tescili zorunlu kılmak
to make registration compulsory Verb
uçağın zorunlu iniş yapması
forced landing
uygulaması zorunlu hüküm
obligatory disposition
uyulması zorunlu hüküm
obligatory disposition
uyulması zorunlu hüküm
mandatory provision
uyulması zorunlu olmayan yönerge
permissive provision
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yapılması gerekli ... mecbûrî, zarûrî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.