muhasebe kayıtlarının kontrolu
kayıtların denetlenmesi (işlemlerin ve defter kayıtlarının doğruluğunu ve uygunluğunu denetleme
muhasebe kayıtlarının kontrolü
sanayideki ameliyeleri bilgisayarla kontrol etme yöntemi
bölge seyrüsefer kontrolü
kontrol sahibi olmak
Fiil
davranış davranma kontrolu
karşıtlık ayarı
Bilgi Teknolojileri
kontrol etmek, hükmetmek, tahakküm etmek.
You try to control me as though I were your slave.
Geçişli Fiil
zaptetmek, hâkim olmak, disiplin altına almak.
to control a horse. to control one's emotions.
Try to control your temper: Sinirlerine hâkim ol!
control yourself: Kendine hâkim ol/kendini kaybetme/aklını başına topla.
That woman couldn't control her children and they annoyed everyone in the waiting room.
Geçişli Fiil
denetlemek, tahkik/teftiş etmek (doğruluğunu/geçerliğini) kontrol etmek.
The accounts of the whole company are controled in this department.
Geçişli Fiil
bastırmak, yoketmek, (yayılmasını/gelişmesini) önlemek, zaptu rapta almak, kontrol altına almak.
to control a forest fire. to control rats.
Geçişli Fiil
yönetmek, düzenlemek, idare/tanzim etmek.
Geçişli Fiil
control on/over: denetim, denetleme, murakabe, teftiş, kontrol.
There's little government control over industrial organization in this country.
control experiment: kontrol denemesi.
birth control: doğum kontrolu.
İsim
hâkim olma, hâkimiyet, egemenlik.
to lose control: itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek.
to lose control of oneself: kendini kaybetmek, kendine hâkim olamamak.
to lose control (of a business,
etc.): ipin ucunu kaçırmak, hâkim olamamak.
İsim
güdüm, kumanda.
remote control: uzaktan güdüm/kumanda.
circumstances beyond my control:
elimde olmayan sebepler/koşullar.
İsim
yönetim, idare (etme).
be in control: yönetmek, idare etmek.
be under control: yönetilmek, idare(si) altında olmak.
İsim
nüfuz, iktidar, baskı.
Our party took the control after the last election.
İsim
yönetge, kontrol/kumanda düğmesi/kolu vb., bir cihazı/makineyi idare etmeye yarayan düğme vb.
control column
hv. kumanda kolu/lövye.
İsim
(bilimsel denemeyi gerçekleme/tahkik/mukayese için kullanılan) standard örnek.
control group:
ölçün-küme, deney yapılan grupla karşılaştırılmak üzere normal halde bırakılan grup.
Half the students drank fluoridated water, the others were used as a control group.
İsim
(gelişmesini/büyümesini/yayılmasını vb.) önleme, önlem, tedbir, kısıtlama.
rodent control. wage control: maaş/ücret kısıtlama.
flood control: sel felaketine karşı tedbir.
İsim
spiritüalizmde medyumu hareket ettiren ruh.
İsim
imleç denetim topu
Bilgi Teknolojileri
denetim karakteri
Bilgi Teknolojileri
(istatistik) kontrol sınırı
denetim menüsü
Bilgi Teknolojileri
denetim masası
Bilgi Teknolojileri
anlar ve gerekli olan işlemleri başlatır
bilgisayar donanımının bir parçası olan bu birim sıralı olarak komutlara erişir
maliyet kontrolü (herhangi bir faaliyetin önceden belirlenen kalitede ve zamanda en az maliyetle başarılması için alınan önlemler
halk yığınını kontrol altında tutma
radyoda sesin kaybolmasını önleyici tertibat
kontrolü ele geçirmek
Fiil
bireysel silahlanmanın önlenmesi
İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
dürtü kontrolü
İsim, Psikoloji
(televizyon) satır ayarlaması
bir işletmenin yönetim planının uygulanmasını denetlemek için kullanılan sistem
birleşme kontrolü
İsim, Rekabet Hukuku
birleşme birleşim füzyon kontrolu
gürültü seviyesi kontrolu
yönetici kadronun firmanın günlük işleyişi üzerindeki etkisi
(askerlik) harekât kontrolü
harekat kontrolu
Askerlik
yalnız ilk satır
Bilgi Teknolojileri
genel imalat maliyeti kontrolü
zararlılara karşı mücadele
üretim ve tüketimin dolaysız vergi ile denetimi
tüm müşterilere verilen yiyeceklerin aynı miktarlarda olması için yapılan denetim
süreç denetimi
Bilgi Teknolojileri
üretim denetimi (üretim planlarının uygulanmasının denetiminde kullanılan sistem
radyoaktif ışınla kumanda
kontrolü yeniden ele geçirmek
Fiil
yeniden kontrolü elde etmek
Fiil
satış denetimi (satışları yöneten personelin benimsemiş olduğu denetim yöntemi
kontrolü ele geçirmek
Fiil
yalnız son satır
Bilgi Teknolojileri
kontrolü elinde olmak
Fiil
şirketin hisse senetlerinin yüzde elli birini elinde bulundurma ya da kendi aralarında anlaşmış küçük
bir grubun şirket yönetimini ele geçirmesi