ödemelerinde dakik olmak
Fiil
ticarette dürüst davranmak
Fiil
işte doğruluktan ayrılmamak
Fiil
görevlerini tam olarak yerine getirmek
Fiil
ödemelerini zamanında yapmak
Fiil
tıpkı, aynen, tıpatıp.
an exact likeness.
These were his exact words: Sözleri aynen bu idi.
tam, tamam, doğru, yanlışsız, hatasız, sağın.
an exact description. exact differential equation
mat. sağın türetik denklem, tam diferansiyel denklem.
the exact sum/amount/weight/date. The exact time is 5 minutes and 8 seconds past 7.
That's exact: Tamam(dır).
to be exact: tamı tamına, daha doğrusu.
Or, to be more exact: Veya, daha doğrusu.
He's 49 to be exact: Daha doğrusu 49 yaşındadır.
To be exact, it is 3 o'clock and 12 minutes.
kesin, kat'î, sert, şiddetli (müsamahasız).
pek ince/hassas, dakik, şaşmaz, yanılmaz.
His memory is very exact; he never makes mistakes. exact instruments. an exact thinker.
açık, sarih.
Can you be more exact: Daha açık konuşunuz.
gerektirmek, icabettirmek, istemek, talep etmek, mecbur tutmak, zorunlu kılmak, icbar etmek.
to exact obedience.
work that exacts great care: büyük dikkat isteyen iş.
The situation exacted quick thinking.
zorla almak, zorlamak, haraca kesmek, zorla ödettirmek/yaptırmak.
to exact money. to exact tribute from conquered people.
birinden fidye koparmak
Fiil
bakım ve dikkat gerektirmek
Fiil
bir belgenin aslı gibi sureti
İsim
üç yüz altmış gün üzerinden hesaplanan faiz
(US) 360 gün üzerinden hesaplanan faiz
365 gün üzerinden hesaplanan faiz
tam ayrıntılarını vermek
Fiil
kesin ayrıntılarıyla tarif etmek
Fiil
tam ayrıntılarıyla tarif etmek
Fiil
söylediği tam sözler
İsim
aynen, tıpı tıpına, ta kendisi.
That's the exact same man who was here last night: Dün gece buradaki adamın ta kendisi.
sağın bilimler: matematik, fizik gibi sayılara dayanan ve sonuçlarının sağlanması mümkün olan bilimler.
kesin konuşmak gerekirse
Zarf