[interested]

mali bakımdan ilgilenmek Fiil
bir işe para koymuş olmak Fiil
merak sarmak Fiil
ilgilenmek Fiil
alakadar olmak Fiil
alakalanmak Fiil
ilgilenmek Fiil
merakı olmak Fiil
parasını gemicilik sanayiine yatırmış olmak Fiil
bir şeyle ilgilenmek Fiil
kanunen hakkı olmak Fiil
parasal menfaati olmak Fiil
parasal olarak menfaati olmak Fiil
dolaylı ya da doğrudan doğruya ilgili
dolaylı veya doğrudan doğruya ilgili
ilgili, alâkadar, ilgisi olan, ilgi duyan.
interested members will meet at two: İlgili üyeler saat ikide toplanacaklar. Sıfat
hissedar, hisse sahibi, payı/hissesi/hakkı olan. Sıfat
meraklı.
interested in sth: bir şeyin meraklısı.
interested spectators.
I am interested
to know what you think about it: O konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.
Sıfat
çıkarı/menfaati olan, çıkarcı, çıkar/menfaat gözeten.
an interested witness.
interested party:
çıkarı olan kimse/taraf.
He is an interested party: Onun bu işte çıkarı var (tarafsız değildir).
Sıfat
ilgi duyan seyirci ve dinleyici kitlesi
ilgili grup, çıkarları ortak grup.
ilgili
ilgi duyan dinleyici
menfaatperestlik
ilgili taraflar İsim
ilgili ortak
ilgili hissedar
ilgili taraf
taraf tutan tanık
ilgili şahıs
alakalı görünmek Fiil
eksilmeyen ilgi
hevesli