bakiyesi bir hafta içinde ödenecektir
(Br) hazine avukatı tayin edilmek
Fiil
on dakika içinde orada olmak
Fiil
…den kılpayı kurtulmak
Fiil
kavga çıkmaya ramak kalmak
Fiil
hemen yakınında olmak
Fiil
başarmaya çok yakın olmak
Fiil
elde etmeye çok yakın olmak
Fiil
imkân dahilinde olmak
Fiil
mahkemenin kaza yetkisi dahilinde olmak
Fiil
bankadaki parası neredeyse bitmek üzere olmak
Fiil
birinin mali imkânı dahilinde olmak
Fiil
kontrol altına almak
Fiil
belirlenmiş zaman süresi içinde tamamlamak
Fiil
belirlenmiş zaman süresi içinde tamamlamak
Fiil
(a) yetkisine girmek.
That doesn't come within my duties: O benim görevim değil. (b) kapsamına/tarif şümulüne girmek.
…den kılpayı kurtulmak
Fiil
erişilebilir bir uzaklığa gelmek
Fiil
bir maddenin kapsamı içine girmek
Fiil
kazai yetki kapsamı içinde olmak
Fiil
bir anayasanın çerçevesi içine girmek
Fiil
kanun hüküm kmülerine girmek
Fiil
kanun hükümlerine girmek
Fiil
bir mahkemenin yetki alanına girmek
Fiil
kanunun alanına girmek
Fiil
normal görevler kapsamına girmek
Fiil
kanun kapsamına girmek
Fiil
kanunun kapsamı içine girmek
Fiil
kanuni kapsamı içinde olmak
Fiil
sözleşme şartları dahilinde olmak
Fiil
bir sözleşmenin kapsamı içine girmek
Fiil
birinin yetkisini belli sınırlar içine almak
Fiil
birinin yetkisini belirli sınırlar içine almak
Fiil
birinin yetkisini belli sınırlarla tahdit etmek
Fiil
üzerinde mutabık kalınan süre içinde bir yükümlülüğü yerine getirmek
Fiil
başka topraklarla çevrilmiş toprak
bir tanımın çerçevesi içine girmek
Fiil
5 . ci madde'ye girmek
Fiil
5'inci maddeye girmek
Fiil
Madde 8 Paragraf 5 çerçevesi içine girmek
Fiil
birinin yetki alanına girmek
Fiil
bütçe dahilinde olmak
Fiil
birinin yetkisi dahilinde bulunmak
Fiil
kaza dairesi içinde bulunmuş olma
bir şeyi anlayabilmek
Fiil
masraflarını makul sınırlar içinde tutmak
Fiil
harcamalarını makul sınırlar içinde tutmak
Fiil
harcamaları makul sınırlar içinde tutmak
Fiil
kendi faaliyet alanı içinde kalmak
Fiil
sınırları içinde kalmak
Fiil
görgü kurallarına uymak
Fiil
kanunun dışına çıkmak
Fiil
talimat dışına çıkmamak
Fiil
kanuniliksınırı içinde kalmak
Fiil
birinin yetkisi dahilinde bulunmak
Fiil
parasını idare etmek
Fiil
yorganına göre ayak uzatmak
Fiil
bütün kaygısı kendi olmak
Fiil
grup içi birleşme ve devralma
İsim, Rekabet Hukuku
birinin yetkisi dahilinde olmamak
Fiil
birinin yetki alanı içinde olmamak
Fiil
birinin maddi olanağı dahilinde olmamak
Fiil
bir kimsenin anlayamayacağı/kavrayamayacağı, akla sığmaz, akıl almaz/ermez, anlaşılması olanaksız.
teşkilat şeması içindeki yeri
birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak
Fiil
makul sürede yargılanma hakkı
İsim, Hukuk
sonucu değiştirebilecek etken, yan etki.
There are wheels within wheels: İşin içinde iş var.
içeride(n), içeriye.
The fire was burning on the hearth within: İçeride ocakta ateş yanıyordu.
He was startled by a cry within: İçeriden gelen bir feryatla ürktü.
içten, dahilen, derunen.
His heart sank within him: Bütün ümitleri kırıldı.
içinde, içerisinde.
within a city.
sınırları içinde.
to live within one's income: gelirine göre yaşamak, ayağını yorganına göre uzatmak.
within a radius of one mile. within the law.
zarfında, -e kadar.
within five minutes. He'll arrive within an hour.
uygun olarak.
within reason: mantıkî/akla uygun olarak, makul bir şekilde.
… içinde, …'den az, en fazla … .
Within a km from here: Buraya en fazla 1 km (uzaklıkta).
tabanca kurşunu menzilinde
makul bir süre içinde
Zarf
belli bir süre içinde
Zarf
belli bir süre içinde
Zarf
gelişinden itibaren bir hafta içinde
kıl payı, râmak.
I was within an ace of being drowned: Az kaldı boğuluyordum/boğulmama kıl payı/râmak
kaldı.
He was within an ace of death: Az kaldı ölüyordu.
çok yakınında, yanında, eşiğinde, nerede ise, … üzere.
within an inch of succeeding: başarmak
üzere, başarının eşiğinde.
within an inch of death: ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
He came within an inch of death: Az kaldı ölüyordu/ölmesine ramak kaldı.
within an inch of one's life: ölümüne çok yakın, ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
Flog someone within an inch of his life: Birinin dayaktan canını çıkarmak.
...'in içinde ve dışında
Zarf
yakında, çağırılınca işitebilecek mesafede.
belli sınırlar dahilinde
Zarf
yakın, ses duyulacak uzaklıkta.
uzanılırsa erişilebilecek uzaklıkta
bir dereceye kadar, makul sınırlar içinde.
It is true within the limits: Bir dereceye kadar doğrudur.
I'm willing to help you within limits: Makul sınırlar içinde sana yardım etmek isterim.
henüz sağ olanların anısında
yaşamakta olan insanların belleğinde
tabanca kurşunu menzilinde
makul olarak, makul bir şekilde, makul sınırlar içinde.
do anything within reason: makul olan
herşeyi yapmak.
I'll do anything within reason for you but I can't break the law.
çok yakın.
We lived within spitting distance of the river.
mahkemenin takdir yetkisinde
kanuni sürede
Zarf, Hukuk
kanuni süresi içinde
Zarf, Hukuk
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
hukuk dairesinde
Zarf, Hukuk
kanunun anlam çerçevesi içinde
bu kanunun anlamı çerçevesi içinde
mütevazı bütçe ile alınabilir
herkesin erişebileceği yerde
mümkün olan en kısa zaman da
mümkün olan en kısa zamanda
tespit edilen süre içinde
belirtilen süre içinde
Zarf
yasal süre içinde
Zarf, Hukuk
insanın kavrıyacağı şekilde
kanuni süresi içerisinde
Zarf, Hukuk
belirlenen süre içinde
Zarf
...'de belirtilen süre içinde
Zarf
meclisin yetkisi dahilinde
mesai saatleri içinde
Zarf