1. İsim, Denizcilik yanaşma yeri
  2. (vapur/tren/uçakta) tek kişilik yatak, kuşet, ranza.
  3. Denizcilik (a) gemi zabitan kabini, (b) manevra veya lenger sahası, iki gemi arasında veya bir gemi ile kıyı arasında
    muhafaza edilen uzaklık, (c) liman veya rıhtımda bir gemiye ayrılan yer, palamar yeri, (d) gemi zabitinin rütbe veya pozisyonu.
  4. iş, görev, memuriyet.
  5. Denizcilik rıhtıma yanaş(tır)mak, demirleme yeri vermek.
    The captain berthed his ship at midday.
  6. yatak bulmak/vermek/temin etmek.
  7. işe yerleştirmek.
düzenli posta seferi yapan gemiler için rıhtımda ayrılan yer
demirleme yeri
gümrük limanı
yük boşaltma yeri
boşaltma rıhtımı
iskarça ve tehlikeli liman
açıktan geçmek Fiil
yanaşık halde olmak Fiil
gemiye parça eşya yüklemek Fiil
gemiye parça eşya yüklemek Fiil
yükleme yeri
yükleme rıhtımı
aşağı ranza
demir yeri.
demir yeri İsim, Denizcilik
rıhtımda, rıhtıma yanaşmış, yük almaya hazır.
demirleme yerini değiştirmek Fiil
gemi yatağı
yanaşma yerinde yükleme
yük boşaltma rıhtımı
açık geçme
bir gemiyi yanaştırmak Fiil
düzenli gemi seferi olan bir şirketin konşimentosu İsim
gemide boş yerleri doldurmak amacıyla ucuz taşınan yük
düzenli sefer yapan gemilerin boş kalan yerlerini doldurmak için düşük navlunla aldıkları yük
rıhtım ücreti
bağlama yeri anlaşması (bu durumda kiracı gemiyi tamamıyla dolduramazsa kalan boş yer için ölü navlun ödemek zorunda kalır
bağlama yeri sözleşmesi
gemi yerine gelmedikçe
sayılmayacağı ifade edilir
navlun anlaşmalarındaki bu koşul ile astarya günleri İsim
navlun anlaşmalarındaki bu koşul ile
astarya günleri İsim
sayılamayacağı ifade edilir
ara güverte
kasara altı
parça eşya yükleme
(deniz) parça veya ücret tarifesi
parça eşya yükleme
yükleme ve boşaltma koşul ve kuralları İsim
yataklı vagon bileti
yataklı bileti
parça veya ücret tarifesi
hububat taşıması için sözleşme imzalanmış bir geminin kiralayanın izniyle başka yük de taşıyabilmesine izin veren sözleşme
uzak durmak, kaçınmak, çekinmek, içtinap etmek,
den. alarga durmak.
You should give him a wide
berth: Ondan çekinmelisin/kaçınmalısın.
to give a wide berth to a ship: bir geminin uzağından geçmek.
bir geminin açığından geçmek Fiil
kıyıdan açık geçiniz !” uyarısı