kirletmek, pisletmek, bulaştırmak.
Evil books defile the mind. Our beautiful country is being defiled by some industrial by-products.
iffetini bozmak, namusunu kirletmek/lekelemek.
kutsallığına halel getirmek.
(bir kimsenin şeref ve haysiyetine) leke sürmek.
Insults alone cannot defile a person's honor.
sıra ile (kol halinde) yürümek/yürüyüş.
(dağlar arasındaki) dar geçit, boğaz.
kutsal bir yeri kirletmek
Fiil