1. daha az.
    He has fewer books than you: Senden daha az kitabı var.
    fewer people showed up than
    we expected: Tahminimizden daha az kimse geldi.
    the fewer the better: ne kadar az olursa o kadar iyi.
pencereleri kapalı ve nemlendirme sistemi bulunan binalardaki personelin rahatsızlanmasına yol açan durum
göz yanması
nemlendirici hastalık
baş ağrısı
grip belirtileri ve uyuşuklukla ortaya çıkan
en az.
No fewer than ten people lost their lives in the fire: Yangında en az on kişi hayatını
kaybetti.

NOT

: FEWER ve
LESS aynı anlamda olmakla beraber kullanma yerleri farklıdır. Genellikle sayı ve miktar söz konusu olduğu zaman çoğul ad ve adıllarla birlikte
FEWER kullanılır.
Fewer street car are running now than ten years ago.
LESS ise, tekil adlar ve adıllarla birlikte ve kütle halindeki çoklukları, ya da manevî değer ve nitelikleri karşılaştırmada kullanılır.
There was less gasoline in the tank than we thought. Less effort, less courage, less value, less wealth, etc.