1. İsim, Tıp kaşıntı
  2. kaşınmak, gidişmek.
    I itch all over: Her tarafım kaşınıyor.
    My back itches: Sırtım kaşınıyor.

    My mosquito bites are still itching: Sivrisinek ısırıkları halâ kaşınıyor.
  3. kaşındırmak, gidiştirmek.
    My wool shirt always itches me.

  4. itch for/after: sabırsızlanmak, şiddetli arzu duymak, dörtgözle beklemek, yerinde duramamak, (bela
    vb.) aramak/aranmak.
    The boys were itching for the lesson to end. I am itching to tell him the news.
    He's itching for trouble: Başının belasını arıyor.
    He seems to be itching for a fight: Kavga için bahane arıyor/kaşınıyor.
    to itch after fame: şöhret peşinde koşmak.
  5. kızdırmak, öfkelendirmek, canını sıkmak, sinirine dokunmak.
  6. kaşıntı, kaşınma, gidişme.
    I've got an itch in my leg.
  7. (şiddetli) arzu/heves, sabırsızlanma, dörtgözle bekleme, özlem, özleyiş.
    I've got an itch for travel.
  8. şehvet, şiddetli cinsel arzu.
saçkıran: bazı mantarların sebep olduğu ve sakallı yerlerin kızarması şeklinde görülen bir hastalık.

tinea barbae ile ayni anlama gelir.
İsim
kaşıntı: deriye çengelli kurt larvalarının girdiği yerde duyulan kaşınma hissi. İsim
kasık uyuzu: apış arasında mantarların sebep olduğu kaşıntılı bir hastalık. İsim
kaşındırmak Fiil
uyuz (hastalığı).
para hırsı
şöhret hırsı
uyuz böceği
(Sarcoptes scabiei). İsim