pinnacles -> pinnacle

  1. tepe, doruk, zirve.
  2. (başarı/güç/şöhret vb.) en yüce nokta, evci bâlâ, zirve.
  3. sivri kaya, kule gibi sivrilmiş şey.
  4. Mimarlık bina/duvar üzerine süs için yapılan tepeli kule.
  5. doruğa/zirveye/en yüksek noktaya ulaştırmak.
  6. sivri tepeli kule yapmak.
  7. doruk/zirve teşkil etmek.
şöhretinin şahikasında