reeks -> reek

  1. fena/pis koku/kokmak.
    to reek of garlic: (pis pis) sarmısak kokmak.
  2. buhar/duman (çıkarmak).
    Horse reeking with sweat.
  3. fena/nahoş bir şeyin istilâsına maruz kalmak.
    a government reeking with corruption.
  4. tütme(k), tütsülemek, yaymak, neşretmek.
    His manner reeks arrogance.
  5. (zararlı bir fikir vb.) yaymaya çalışmak.
    The whole film reeks of racism.
kokmak Fiil
cinayet yatağı olmak.
This district reeks with crime: Bu semt cinayet yatağıdır.