çeper, cidar.
the wall of a blood cell.
İsim
engel, duvar gibi geçişi engelleyen şey.
a wall of fire. a wall of secrecy.
İsim
duvar+.
wall space: duvar boşluğu.
Sıfat
duvar+, duvarda bulunan.
wall safe: duvar kasası.
Sıfat
duvar çekmek, duvar örmek, duvarla kapatmak/ayırmak/korumak.
Geçişli Fiil
duvarla çevirmek/kuşatmak.
Geçişli Fiil
(boşluğu) doldurmak.
Geçişli Fiil
başarısızliğa uğramak, çıkmaza saplanmak.
He tried several angles, but always came up against a blank wall.
başını taştan taşa vurmak, imkânsız olan işe girişmek, çıkmaza saplanmak, başı belaya girmek.
köşeye sıkıştırılmış durumda olmak
Fiil
başını taştan taşa vurmak, deveye hendek atlatmak, bütün gayretlerine rağmen başaramamak.
Trying to make him change his mind is just beating your head against a wall.
imkânsız işle nafile uğraşmak, başını taştan taşa vurmak.
Berlin Duvarı
İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
çıkmaz, aşılmaz/geçilmez engel.
to run into a blank wall: çıkmaza saplanmak, sarpa sarmak.
İsim
istinat duvarı: bir kazıda toprağın hendeğe göçmesini önleyen duvar.
İsim
dayanma duvarı
İsim, İnşaat
konsol istinat duvarı
İsim, İnşaat
konsol istinat duvarı
İsim, İnşaat
(a)
Great Wall of China ile ayni anlama gelir. Çin Seddi, (b) aşılmaz engel.
dayanma duvarı
İsim, İnşaat
(karkas binada) yük taşımayan dış duvar.
çıkmaza sürüklemek, bozguna uğratmak.
istinat duvarı: bir kazıda toprağın hendeğe göçmesini önleyen duvar.
İsim
yangın duvarı: yangının sirayetini önlemek için yapılan duvar.
İsim
uçak motorunu uçağın gövdesinden ayıran yanmaz duvar.
İsim, Havacılık
meşru müdafaa durumunda bulunmak
Fiil
Yer ve duvar kaplama (NACE kodu: 43.33)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
bir sinema salonunun tümünü kiralama
dördüncü duvar
İsim, Sinema
safra kesesi duvarı
İsim, Anatomi
safra kesesi çeperi
İsim, Anatomi
safra kesesi duvarı kalınlaşması
İsim, Tıp
altta kalmak, iflâs etmek.
(a) yenilmek, bozguna uğramak, ezilmek, altta kalmak, teslim olmak, (b) iflâs etmek.
karayazı, alın yazısı, kör talih, uğursuz alâmet/emare.
kullanılmadan durmak
Fiil
ümitsiz/müşkül durumda olmak, sıkışmak, çıkmaza saplanmak.
The inflation is beyond the control, and the economy's really got its back to the wall.
taşıyıcı duvar
İsim, İnşaat
duvara bir kapı açmak
Fiil
duvara bildiri asmak
Fiil
birini köşeye sıkıştırmak
Fiil
duvarı ilanlarla donatmak
Fiil
başıni duvara çarpmak
Fiil
başını duvara çarpmak
Fiil
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda halı, kilim, duvar ve yer kaplamalarının perakende ticareti (NACE kodu: 47.53)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
istinat duvarı, dayanma duvarı
İsim, İnşaat
(nefis savunmasında) sırtını duvara verme
kafasını duvara çarpmak
Fiil
imkânsızı yapmaya kalkışmak
Fiil
karşı koymalar ile karşılaşmak
Fiil
başını taştan duvara çarpmak (inatçı davranmak , boş yere inat etmek , aşılmaz güçlüklerle karşılaşmak
Fiil
(a) sonunun/akibetinin yaklaştığını görmek, (b) gerçeği olduğu gibi görmek, apaçık hakikati görmek/anlamak.
baraj kurmak
Fiil, Futbol
kesme duvarı, perde duvar, deprem perdesi
İsim, İnşaat
duvardan resimleri indirmek
Fiil
Çin Seddi
İsim, Yer İsimleri
boşuna nefes tüketmek, beyhude çabalamak.
You might as well talk to a brick wall: Boşuna nefes tüketme.
bir duvarın altını kazmak
Fiil
öfke/tehevvür/hiddet ile, deli gibi.
vajina duvarı
İsim, Anatomi
(Kudüs'te) ağlama duvarı.
Wailing Wall of Jews ile ayni anlama gelir.
İsim
perakendeci mağazasından duvara asılı bir reklam ya da afiş
duvar tırmaşık kuşu
(Tichodroma muraria). Duvarlara tırmanarak böcek avlayan parlak renkli bir kuş.
İsim
duvar eğreltisi
(Polypodium vulgare).
İsim
duvar medyası (iç mekânlarda duvara asılı posterler , bildiriler , uyarı niteliğindeki afişler , vb
(duvarla vb.) (a) ayırmak.
This room is walled off from the rest of the house. (b) bölmek.
They walled off the large prison into lots of very small cells. (c) duvar çekmek/ örmek.
ithalat engelleri koymak
Fiil
duvar otu
(Parietaria officinalis): eski duvarların üstünde biter.
duvar ısırganı
(Parietaria officinalis). Duvarlarda yetişen müdrir bitki.
İsim
dam koruğu
(Sedum acre).
İsim
duvar latası/kirişi.
İsim
New York kentinde Borsa binasının bulunduğu sokak.
İsim
ABD para ve borsa piyasası.
İsim
ABD'nin önde gelen iş dünyası gazetesi
et kalınlığı
İsim, Mekanik
iflas durumundaki bir kişi ya da şirket
(savaş vb.) son bir gayretle, mezbuhane, can havliyle, canını dişine takarak, ric'at hattı kesilmiş olarak.
ölmek var dönmek yok, geri dönüş imkânsız.
karayazı, alın yazısı, kör talih, uğursuz alâmet/emare.