1. operational research.
  2. Oregon (zip kodu).
  3. ya da, yahut, veya.
    to be or not to be. They'll be gone for 3 or 4 days.
  4. yoksa.
    Do you prefer coffe or tea?
  5. aksi halde, yoksa.
    Hurry, or you'll be late: Acele etmezsen geç kalacaksın (çabuk ol, yoksa gecikirsin).
  6. önce.
  7. (armacılıkta) altın, sarı (altın rengi).
iştahlandırmak Fiil
kesinkes emin olmak Fiil
Soğuk şekillendirme veya katlama (NACE kodu: 24.33) İsim, Sanayi ve Zanaatler
açıkta kalmak Fiil
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olarak gayrimenkulun yönetilmesi (NACE kodu: 68.32) İsim, Sanayi ve Zanaatler
ameliyathane İsim, Tıp
ameliyat odası İsim, Tıp
Mağazalar, tezgahlar ve pazar yerleri dışında yapılan diğer perakende ticaret (NACE kodu: 47.99) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olan gayrimenkul faaliyetleri (NACE kodu: 68.3) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Kendine ait veya kiralanan gayrimenkulun kiraya verilmesi veya işletilmesi (NACE kodu: 68.2) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Kendine ait veya kiralanan gayrimenkulun kiraya verilmesi veya işletilmesi (NACE kodu: 68.20) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalarda gıda, içecek veya tütün ağırlıklı perakende ticaret (NACE kodu: 47.11) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret (NACE kodu: 47.91) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Mağazalar, tezgahlar ve pazar yerleri dışında yapılan perakende ticaret (NACE kodu: 47.9) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak yapılan toptan ticaret (NACE kodu: 46.1) İsim, Sanayi ve Zanaatler
ve/veya, biri veya hepsi.
insurance covering fire and/or wind damage: yangından ve/veya rüzgârdan
ilerigelen hasara karşı sigorta.
müşavir
ya … ya ….
Either this or that: Ya bu, ya o.
ya … ya da ….
You must either change your policiy or resign: Ya politikanı değiştir, ya da istifa
et.
either come or write: Ya gel ya da mektup yaz.
ister … ister … , olsa da olmasa da.
We intend to go, whether or not they do: Onlar ister gitsin
ister gitmesin biz gitmeye kararlıyız (Onlar gitse de, gitmese de biz gideceğiz).
(başka olasılıkları da işaret etmek için “falan/filan” anlamında kullanılır).
If Ali wants to call
me or anything, I'll be here all day: Ali beni arar mararsa bütün gün buradayım.
veya başka bir yer(d)e.
If I suddenly decide to pack up and go to Canada or anywhere: Anide pılıyı
pırtıyı toplayıp Kanadaya veya başka bir yere gitmeye karar verirsem …
veya aslı gibi (reasürörün sadece rizikoyu kendisine sunulduğu şekilde değil aynı zamanda asli poliçede
yer alan herhangi bir farklılığı kabul ettiğin
aksi halde, … değil ise, -mez ise, ya … ya … .
He must pay $60 or else go to prison: 60 dolar
ödemek zorundadır, aksi halde hapse girer (= Ya 60 dolar öder, ya da hapse girer).
Do it now or else you will be punished: Hemen/şimdi yapmazsan ceza göreceksin.
Do it or else … : Bunu yap, yoksa (karışmam ha!)
(tehdit için söylenir) sonra karışmam ha! sonunu sen düşün! yoksa … .
You clean it properly, or else!
kapsamlı
ters
ister
(a) veya başka yoldan/başka şekilde/başka türlü.
We'll get there somehow, by train or otherwise:
Trenle ya da başka bir araçla mutlaka oraya varırız. (b) … veya değil.
whether … or otherwise: ister … olsun, ister olmasın.
Mothers, whether working or otherwise have to look after the children: Anneler, ister çalışsın ister çalışmasın, çocuklara bakmak zorundadırlar.
ve yukarı(sı)/daha fazlası.
Children of 12 and over: 12 yaşındaki ve daha büyük çocuklar.
patırtı
daha doğrusu (bir sözü düzeltmek/açıklamak için kullanılır).
His autobiography, or rather memoirs,
is ready for publication: Öz-yaşam öyküsü, daha doğrusu anıları yayınlanmaya hazır.
aşağı yukarı, … kadar, tahminen, takriben, en azından.
I waited 3 minutes or so: 3 dakika kadar bekledim.
… kadar, takriben, aşağı yukarı.
an hour or so: bir saat kadar.
Of the original twelve, five
or so remain: İlk on ikiden beş kadar (takriben beş tane) kaldı.
kıvamlanmak Fiil
(tekil adlardan sonra) en az, … veya iki.
Wait a minute or two: bir iki dakika bekle.
a dollar
or two: bir-iki (birkaç) dolar.
veya aksine
ve benzer, vesaire.
Anyone seen carrying bags, boxes, or whatever , was stopped by the police:
Torba, çanta vesaire taşıyanların hepsini polis yakaladı.
radansa Denizcilik
enteresan şeyler
tavır vrı almak Fiil
resmi muamele yapılmayacağına dair alış ya da satış için verilen emir
yatırım bankacılığında menkul değerlerin satışı bunları ihraç eden şirkete karşı tamamen taahhüt edilmediği takdirde
“ ya hep ya da hiç yasası
Ya hep ya hiç. Cümle
şaşalamak Fiil
kurcalanmak Fiil
taranmak Fiil
lekelenmek Fiil
sıkıştırılmak Fiil
hantallaşmak Fiil
güzelleşmek Fiil
sevimlileşmek Fiil
sakatlanmak Fiil
yenmek Fiil
perişan olmak Fiil
tevazu göstermek Fiil
kabalık etmek Fiil
bir tatil yerinin ticari yönden düşük kaliteli ve düşük fiyatlı duruma getirilmesi
kan bağı veya evlilik yoluyla Zarf, Hukuk
vasiyetname ya da kanun icabı veraset
sağlam kazığa bağlamak Fiil
reislik etmek Fiil
kuşe veya fildişi beyazı kâğıt
her türlü hava şartında
özel satış ekipleriyle çoğunlukla yeni bir ürünün yeni piyasalara yoğun satışı
dolaylı ya da doğrudan doğruya ilgili
dolaylı veya doğrudan doğruya ilgili
tartışma
hayatı sigortalanan kişinin ölümü ve adı belirlenen diğer kişinin ise yaşıyor durumda olması halinde
sigorta meblağının ödenmesini kapsayan sigorta po
hayatı sigortalanan kişinin ölümü ve adı belirtilen diğer bir kişinin ise y
tesettür etmek Fiil
ek prim karşılığında devam eder
şayet yolda bir gecikme veya direkt yoldan sapma olursa sigorta
palamar parası
açık veya kapalı bir ifade ile
açık veya kapalı ifade ile
sarih veya zımni olarak
(= doldur ya da öldür) notunun düşülmüş olması gerekir
ödemek Fiil
vermek Fiil
sırf zarar verme veya tazyik maksadı ile açılan dava
hafifleşmek Fiil
üç aşağı beş yukarı Zarf
suçsuz mu
yazı mı tura mı
yazı tura
tesisatçılık
kargaşa çıkarmak Fiil
adamcağız
işe yarasın yaramasın
pek az ya da yok denecek kadar az yardım
ağartmak Fiil
kaçırmak Fiil
birine uğur veya uğursuzluk getirmek Fiil
işe yeni alınmış memur
şu veya bu şekilde Zarf
bir iş , sanat veya meslek eğitimi
sat ya da iade et (konsinye satış ; toptancılara ya da perakendecilere verilen malların onlar tarafından
satılmasından sonra tutarın hesaplarına borç
film ya da videoteypte yavaşlattırılmış hareket
kokuşmak Fiil
koçan
iğneli
tepmek Fiil
yâd eller İsim
ağır baskılı iş ya da mevki
(US) yukarı ya da dışarı (durum
tamamıyla ya da kısmen
kasıtlı ihmalkârlık
fazla telaşsız
şekli şemaili olmama
kasavetlenmek Fiil
kasavet basmak Fiil
bir şirket tarafından girişilen geniş çaplı mali spekülasyon
army commander
full general

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Düşman saldırısına karşı koymak için düzenlenmiş ... hendekli toprak tabya, hendek