1. yeteri kadar, bol bol, kâfi miktarda, pek çok (nitelediği addan sonra gelir).
    He had troubles aplenty
    = a-plenty: Pek çok sıkıntı çekti.
    He howled aplenty = a-plenty when hurt: Yaralanınca bas bas bağırdı.
yeteri kadar, bol bol, kâfi miktarda, pek çok (nitelediği addan sonra gelir).
He had troubles aplenty
= a-plenty: Pek çok sıkıntı çekti.
He howled aplenty = a-plenty when hurt: Yaralanınca bas bas bağırdı.