1. Geçişli Fiil
    bestow on/upon: vermek, bağışlamak, ihsan etmek.
    The trophy was bestowed to the winner:
    Kazanana ödülü verildi.
    to bestow the hand of one's daughter: kızını vermek (evlendirmek).
  2. Geçişli Fiil hasretmek, tahsis etmek, yerinde kullanmak/sarfetmek, faydalı işe harcamak.
    Time spent in study is
    time well bestowed: Okumaya harcanan zaman yerinde kullanılmış zamandır.
    He bestowed a graet deal of thought on the plan: Plan üzerinde uzun uzun düşündü.
  3. Geçişli Fiil (a) iskân etmek, (b) depo etmek, ambarlamak, saklamak, istif etmek.
dikkatini birine vermek Fiil
bavulunu yerleştirmek Fiil
parasını akıllıca değerlendirmek Fiil
parasını akıllıca yatırmak Fiil
bir hak bahşetmek Fiil
birine özgürlüğünü bahşetmek Fiil
büyük ihtimam göstermek Fiil
tevcih etmek Fiil