Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. syncopate
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

bir işi ağırdan alarak yapmak
to do something in a leisurely fashion Fiil
bir işi altındaki bir memura devretmek
to devolve work on a subordinate Fiil
bir işi altındaki memura devretmek
to devolve work on a subordinate Fiil
bir işi araştıra araştıra keşfetmek
to fiddle over a job Fiil
bir işi ay sonundan önce bitirmeyi kafasına koymak
to set oneself to finish a job by the end of the month Fiil
bir işi ayakta tutmak
to keep a business afloat Fiil
bir işi bağlamak
to close a transaction Fiil
bir işi bağlamak
to conclude a deal Fiil
bir işi bağlamak
to conclude a bargain Fiil
bir işi bağlamak
to make a bargain Fiil
bir işi başarıyla sona erdirmek
to carry out a work Fiil
bir işi başarıyla tamamlamak
to make a good job of sth Fiil
bir işi başarıyla yapmak
to put across Fiil
bir işi başarma ehliyeti
performance qualifications
bir işi başarmak
to tackle a job Fiil
bir işi başarmak
to see a business through Fiil
bir işi başarmak için yetersiz
unequal to a task
bir işi başka bir ad altında yapmak
to do something under an alias Fiil
bir işi baştan savma yapmak
to huddle through a piece of work Fiil
bir işi berbat etmek
to butcher a job Fiil
bir işi berbat etmek
to make a muddle of an affair Fiil
bir işi berbat etmek
to muck up a job Fiil
bir işi bırakıp bırakıp yeniden ele almak
to work at it off and on Fiil
bir işi bırakma
discontinuance of a business
bir işi bırakmadan izlemek
to follow something through Fiil
bir işi bir hafta içinde bitirmek
to finish a work inside of a week Fiil
bir işi bir kez daha ele almak
to touch up Fiil
bir işi birine havale etmek
to relegate a matter to sb Fiil
bir işi birine tevdi etmek
to put a matter in sb's hands Fiil
bir işi birinin elinden almak
to take a matter off sb's hands Fiil
bir işi bitirmek
to finish off a job Fiil
bir işi bitirmiş olmak
to be through with a job Fiil
bir işi bozmak
to bugger Fiil
bir işi ciddi olarak ele almak
to get the grips with Fiil
bir işi çabuklaştırmak
to force sb's hand Fiil
bir işi çalıştırmayabaşlamak
to set an undertaking on foot Fiil
bir işi devralmak
to take over the assets and liabilities Fiil
bir işi devralmak
to take over a business Fiil
bir işi dışarıya vermek
to put something out Fiil
bir işi dostça halletmek
to settle an affair amicably Fiil
bir işi dört başı mamur bitirmek
to make a thorough job of sth Fiil
bir işi duraksamadan yapmak
to make no bones about it Fiil
bir işi elde etmek için büyük çaba göstermek
to try hard for a job Fiil
bir işi ele almak
to proceed with a metter Fiil
bir işi ele almak
to put one's hand to a task Fiil
bir işi ele almak
to approach a task Fiil
bir işi ele almak
to tackle a piece of work Fiil
bir işi en uygun zamanda yapmak
to strike while the iron is hot Fiil
bir işi finanse etmek
to finance business Fiil
bir işi finanse etmek
to finance a business Fiil
bir işi gecikmeden yapmak
to strike while the iron is hot Fiil
bir işi geciktirmemek
to strike while the iron is hot Fiil
bir işi geç kalmadan yapmak
to strike while the iron is hot Fiil
bir işi geçmişe uygulamak istemek
to rue a bargain Fiil
bir işi gerçekleştirmek
to carry out a job Fiil
bir işi gönülsüz yapmak
to hunt upon the stop Fiil
bir işi hakkıyla yapmak
to go above and beyond Fiil
bir işi idare etmek
to conduct a business Fiil
bir işi ifa etmek
to tell one's errand Fiil
bir işi itinayla yapmak
to take one's time with Fiil
bir işi kaçırmak
to lose business Fiil
bir işi kalkındırmak
to set a business on foot Fiil
bir işi kapatmak
to disolve a business company Fiil
bir işi kapmak
to land a job Fiil
bir işi kaytarmak
to jib at a job Fiil
bir işi kazançsız zararsız kapatmak
to break even Fiil
bir işi kazanmak
to tag for a job Fiil
bir işi kendi çıkarına yönetmek
to gerrymander a piece of business Fiil
bir işi kendi işi saymak
to make it one's business Fiil
bir işi kısım kısım üstlenmek
to take a job in parts Fiil
bir işi muhabirine emanet etmek
to entrust a matter to one's correspondent Fiil
bir işi mümkün olduğunca çekici görünür yapma
job enrichment
bir işi o işte çalışarak öğrenmek
to learn on the job Fiil
bir işi olmak
to engage in a trade Fiil
bir işi olmak
to hold a job Fiil
bir işi olmak
to have a job Fiil
bir işi olmak
to carry on a trade Fiil
bir işi olmak
to have something on Fiil
bir işi pistonla elde etmek
to get a job by push Fiil
bir işi reddetmek
to turn down a job Fiil
bir işi sabote etmek
to botch a work Fiil
bir işi sona erdirmek
to finish off a piece of work Fiil
bir işi sonuna kadar götürmek
to push a matter through Fiil
bir işi sonuna kadar götürmek
to see something through to its conclusion Fiil
bir işi sonunda tamamlamak
to see the last of a job Fiil
bir işi sürüncemede bırakmak
to let a matter drag on Fiil
bir işi şirket dışına vermek
to put something out Fiil
bir işi takip etmek
to follow a matter Fiil
bir işi takip etmek
to follow up Fiil
bir işi takip etmek
to follow up a matter Fiil
bir işi tam yapmak
to go to the whole hog Fiil
bir işi tam yapmak
to go the whole hog Fiil
bir işi tamamlamak
to accomplish a task Fiil
bir işi tamamlamak
to complete to finish a piece of work Fiil
bir işi tasfiye etmek
to liquidate an engagement Fiil
bir işi tek başına yapmak
to do something entirely on one's own Fiil
bir işi tekel altına almak
to monopolize a business Fiil
bir işi temizlemek
to clear a business Fiil
bir işi tersinden yapmak
to put the cart before the horse Fiil
bir işi tescil ettirmek
to register a trade Fiil
bir işi uhdesine almak
to get one's hand in Fiil
bir işi üzerine almak
to get in one's hand Fiil
bir işi yapacak halde olmak
to be in a position Fiil
bir işi yapan
doer
bir işi yapmak
to carry out a work Fiil
bir işi yapmak
to discharge an errand Fiil
bir işi yapmak
to carry out a job Fiil
bir işi yapmak üzere görevlendirilmiş olmak
to be commissioned to do sth Fiil
bir işi yapmakla görevli heyet
executive body
bir işi yapmaktan vazgeçmek
to discontinue a business Fiil
bir işi yarı yarıya küçültmek
to reduce a business by one half Fiil
bir işi yönetmek
to direct a work Fiil
bir işi yönetmek
to handle a matter Fiil
bir işi yürütmek
to keep up a business Fiil
bir işi yürütmek
to conduct a business Fiil
bir işi yüzüne gözüne bulaştırmak
to fall flat on one's face Fiil
bir işi zamanında yapmak
to strike while the iron is hot Fiil
başlanmış bir işi sürdürmek
to keep the ball rolling Fiil
birine bir işi yamamak
to hoist something upon sb Fiil
birine bir işi yapmamasını tavsiye etmek
to dehort Fiil
birini bir işi yapmaya zorlamak
to bludgeon Fiil
dalavereli bir işi yöneten kişi
jobmonger
devamlı bir işi olmayan işçiler
casual workers İsim
diplomatik yollarla bir işi araştırmak
to diplomatic sounding Fiil
el inde bir işi olmak
to have something in hand Fiil
elinde bir işi olmak
to have something in hand Fiil
güç bir işi becermek
to bring off a difficult task Fiil
kendi parasını ortaya koyarak bir işi finanse eden
financier
kimseyi kırmadan, kendini rezil etmeden bir işi bırakmak, bir yerden ayrılmak, bir projeden çekilmek, bir işten vazgeçmek
bow out gracefully Fiil
kötü bir işi elden geldiğince düzeltmek
to make the best of a bad job Fiil
kötü bir işi elinden geldiğince düzeltmek
to make the best of a bad job Fiil
ortalama bir işçinin bir işi yapması için gerekli süre
base time
öğrenme eğrisi (yeni bir işi yapmadaki gelişme oranı
learning curve
sadece tek bir işi iyi yapabilen kişi
one trick pony İsim
sıkıcı bir işi bitirmeye çalışmak
to plot away at a dull task Fiil
sürekli bir işi olmak
to have a regular job Fiil
taşeron olarak bir işi üstlenmek
to sub contract for sth Fiil
yardım gerekmeden bir işi başarmak
to find its feet again Fiil
yardıma muhtaç olmadan bir işi başarmak
to find one's foot Fiil
zahmetli bir işi sonuna kadar sebatla yürüten kimse
plodder
zahmetli bir işi sürekli yapmak
to slog Fiil
zarar etmekteyken bir işi büyütüp kâra geçirmek
to nurse a business Fiil
başka bir şirkete taşeronluk işi verilmesi
outsource
bir başkasından işi geçici olarak devralan kişi
locum
bir film için müzik besteleme ve müziği filme ekleme işi
scoring
bir hareketle iki işi başarmak
to kill two birds with one stone Fiil
bir ticari işi başarıyla sonuçlandırmak
to seal a bargain Fiil
grev nedeniyle bir iş yerinde işi durdurma
stoppage n
ısı geçirmeyen bir tür plastik
polystyrene
işi kârlı bir temele oturtmak
to put a business on a paying basis Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.