bir karar vermek

bir anlaşmazlık hakkında karar vermek

to decide a dispute Fiil

bir belgenin delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar vermek

to decide whether a document is admissible as evidence Fiil

bir dava konu sunda karar vermek

to rule on a matter Fiil

bir dava konusunda karar vermek

to rule on a matter Fiil

bir davada davacı lehine karar vermek

to pass a judgment for the plaintiff in a suit Fiil, Hukuk

bir davada karar vermek

to give a decision on a case Fiil

bir davada karar vermek

to decide a case Fiil

bir gün üzerinde karar vermek

to decide upon a day Fiil

bir karar takriri vermek

to introduce a resolution Fiil

bir konu hakkında karar vermek

to decide the point Fiil

bir konu üzerinde değerine göre karar vermek

to discuss something on its merit Fiil

bir konu üzerinde değerine göre karar vermek

to decide something on its merit Fiil

bir konuda taraf tutmadan karar vermek

to deal with a case upon its merits Fiil

bir mahpus hakkında karar vermek

to pass judgment on a prisoner Fiil, Hukuk

bir şey hakkında karar vermek

to make a decision on sth Fiil

bir şey hakkında karar vermek

to adjudicate sth Fiil

bir şey hakkında karar vermek

to make a decision on something . Fiil

bir şey üstünde karar vermek

to resolve upon sth Fiil

bir şey üstüne karar vermek

to resolve upon sth Fiil

bir şey yapmaya karar vermek

to conclude to do sth Fiil

bir şeye karar vermek

to decide upon sth Fiil

bir şeyi yapmaya karar vermek

to elect to do sth Fiil

bir şikâyet hakkında karar vermek

to adjudge a complaint Fiil

bir toplantının ertelenmesine karar vermek

to vote the adjournment of a meeting Fiil

birini bir daha görmemeye karar vermek

to drop acquaintance with sb Fiil

iyi bir fikir olmadığına karar vermek

to think better of it Fiil