1. İsim, Tekstil Sanayii tarak
  2. tarak, tarama.
    Your hair needs a good comb: Saçın iyice taranmak istiyor.
  3. kaşağı.
  4. tarak şeklinde cisim/alet vb..
  5. tarak makinesi. uzun elyafı kıtıktan ayıran makine.
  6. ibik, tepe, sorguç.
  7. ibik gibi şey, dalganın yüksek kısmı.
  8. petek.
  9. (saç) tara(n)mak.
    If you combed your hair more often, you wouldn't look so untidy.
  10. tarayıp ayıklamak.
    to comb burs from one's hair. She combed the knots in the cat's long hair.
  11. iyice ara(ştır)mak, arayıp taramak, karış karış aramak.
    to comb files. The police combed the woods for the missing boy.
  12. (yün, pamuk vb.) taramak, elyafını ayırmak.
  13. (dalga) yükselip köpürerek parçalanmak.
  14. (bkz: combe )
saçıni taramak Fiil
taranmak Fiil
isteklerini geri bırakmak Fiil
inceden inceye, büyük bir dikkatle/titizlikle, kılı kırk yararcasına (incelemek/araştırmak).
They
went over the company's records with a fine-tooth comb but could find nothing wrong.
sık tarak. İsim
bir şeyi incelerken ince eleyip sık dokumak Fiil
ince eleyip sık dokumak Fiil
fine-tooth comb (2).
altıgenli desen
balpeteği
bal peteği
pembe ibik. İsim
gereksiz şeyleri ayıklamak Fiil
araştırıp ayırmak Fiil
ayıklamak Fiil
işten çıkarma
taramak Fiil
işten çıkarmak Fiil
tarayarak düzeltmek Fiil
ayıklama
tarak ile saç düzeltme
atmak Fiil
bütün şehri taramak Fiil