compensatory

  1. Sıfat telafi edici
  2. Sıfat ödünsel, tazmin/telâfi edici, zararı karşılayan, tazmine/telâfiye yarayan.
  3. Sıfat denkleştirici, dengeleyici, düzeltici.
denkleştirici ayarlama
telâfi edici tutar
bir çek hesabı açtıran şahsın kendi rızasıyla bankadan almış olduğu borcun belirli bir yüzdesini çekemeyeceğine dair teminatı
telafi edici bütçe
denkleştirici vergi
telafi edici imtiyaz
zararı karşılayan tazminat
çokuluslu firmaların fiyat farklılaştırması
yerli ve yabancı mallar arasındaki farkı telafi eden gümrük resmi
açık bütçe finansmanı (durgunluk döneminde ekonomisinin canlandırılması için vergi vb gibi elde ettiği
gelirlerden hükümetin daha fazla harcama yapmas
telafi edici finansman kolaylığı
bir konjonktür enflasyon ya da deflasyon eğilimli olduğunda konjonktürün ters yönüne doğru yapılan hareket
telâfi edici tazminat
birleşik faiz
masrafları karşılayan faiz
denkleştirici kalem
telafi edici öğrenme (Kaynak: CEDEFOP) İsim, Eğitim
telâfi edici vergi
telafi edici tedbir
telafi edici önlemler İsim
tazminat ödemesi
telafi edici kamu harcamaları İsim
iktisadi hayattaki dalgalanmaları önlemek amacıyla kamu harcamalarında yapılan değişiklik
muvazene vergisi
işçiye fazla çalışma ücreti ödenmesini önlemek üzere normal çalışma saatleri dahilinde verilen izin
telafi izni
konjonktür denkleştirici hükümet politikası İsim
(AT) ortak tarım politikası çerçevesi içinde uygulanan ve tarım kesimini desteklemeyi öngören tarım kesimi
üzerindeki vergi ve sübvansiyon